Sinif Mucadelesi

Ordunun gizlenen gerçek yüzü

Çarşamba 9 Eylül 2009

Elazığ’ın Karakoçan İlçesi’nde 4 askerin ölümü önce "kaza" olarak açıklandı. Ancak, basının olayın üzerine gitmesi ve ailenin itirazları sonucunda gerçeğin farklı olduğu ortaya çıktı. Bir teğmen, ölen erlerden birini cezalandırmak için eline pimi çekilmiş el bombası vermişti.

Tutuklanan teğmen ifadesinde “uyuduğu için ona emanet edilen el bombası alınan er İbrahim Öztürk’e pimini çekip el bombasını eline verdim” diyor. Ve oradan bir süre için uzaklaştığını, belli ki paniğe kapılan erin iki kez yanına gelip, bombanın pimini istediğini ama iki seferde vermediğini söylüyor. Ve ifadesini “maksadım, el bombasının önemini kavraması idi” diye devam ettiriyor.

Bu sözler, orduda nasıl acımasız, iğrenç ve keyfi bir baskının uygulandığını anlatıyor. Sözde “en güvenilir” kurum olan orduda üstü örtülmeye çalışılan ilk cinayet olmadığı gibi son da olmayacak gibi görünüyor.

Basında çıkan haberlere göre 2007 yılında "şüpheli" 23 ölü 30 yaralı, 2008’de 20 ölü, 11’i yaralı var. Bu yılın ilk 9 ayında ise 31 asker öldü 14’ü yaralandı.

Bu son katliamın açıkça tartışılması, ordu içindeki bu türden ölümle sonuçlanan baskının hatta açıkça cinayetlerin, esas olarak Kürtlere yöneldiğini gösteriyor.

Bölgede her yıl onlarca askerin "kaza kurşunu, intihar etme, elektrik ve yıldırım çarpması, yüksekten düşme, birlik içinde trafik kazası, eğitim sırasında mühimmat patlaması, yılan sokma, kalp krizi" gibi nedenle öldüğü açıklanıyor. Ancak, ölüm şekilleri asker aileleri tarafından "şüpheli" olarak değerlendiriliyor. Özellikle yakınlara cenazenin gösterilmemesi, gösterilmesi halinde de sadece yüz kısmının gösterilmesi şüpheleri daha da arttırıyor. Kışlada yaşamını "kaza" iddiası ile oğullarını kaybeden Kürt aileler, şüpheli ölüm olduğu gerekçesiyle resmi tören istemiyor, askeri yetkililer ile aileler arasında defalarca gerginlik yaşanıyor. Olayın aydınlatılması için aileler tarafından yapılan başvurular ise sonuçsuz kalıyor.

Birkaç örnek, durumu anlatmaya yeter: 29 Ocak 2009 Hakkâri Yüksekova’ya bağlı bir sınır karakolunda Ağrı Patnos’lu Burhan Güzelaydın’ın intihar ettiği açıklandı. Ailesinin talebiyle Hakkâri Savcılığı’nın yaptırdığı otopside, intihar etmediği ve aldığı ağır darbe sonucu iç organlarının parçalanması sonucu öldüğü tespit edildi. Köylüleri öldürülen erin, öldürülmeden bir gün önce birliğinden kaçarak, "Kürt olduğum için beni öldürecekler" diyerek köye sığındığı ve ardından köye gelen askerler tarafından götürüldükten sonra öldürüldüğü söyleyip ifade vermek için başvurdular. Van Askeri Savcılığı, soruşturmada hiç kimse tutuklanmadığı gibi dosyaya konulan gizlilik kararı nedeniyle soruşturmanın seyri aileden dahi gizlendi.

4 Nisan’da Sakarya’da bir birlikte askerlik yaparken intihar ettiği söylenen Van Çatak doğumlu Adil Şipal’in ailesinin, daha önce çocuklarının öldürüleceğine dair Çatak İlçe Jandarma Komutanlığı’nı dilekçe ile başvurduğu ortaya çıktı.

7 Temmuz’da Yalova’da askerlik yaptığı sırada intihar ettiği iddia edilen Batmanlı Sait Özdemir’in cenazesini getiren yetkililerden biri, 6 kurşunla intihar ettiğini söyledi. Bir insan kendisine nasıl altı kurşun sıkabilir?
27 Şubat 2008’de, Şırnak’taki Tabur Komutanlığı’nda İsmail Taştop sırtından vurularak öldürüldü. Evine gelen bir albay, babasına ’Oğlunuz kışla içerisinde intihar etti. Oğlunuz şehit değildir. Cenazenizi teslim alın ve sessiz sedasız gömün’’ dedi. Aile Taştop ve üç arkadaşı Kürt oldukları için silahla tarandığını söylüyor. Nitekim öldürüldüğü gün ailesini telefonla arayan bir kişi "Bizi tabur içerisinde taradılar. Haberiniz olsun" demiş.
Bütün bu olayları aydınlatmak, suçluları cezalandırmak hiç zor olmasa gerek. Ancak, Kürt düşmanlığıyla beslenen bir orduda, bu katliamlar bir istisna değil, adeta “askeri görev”. Ne katillerin ne de gerçek sorumlular olan generallerin cezalandırılmaması bunun bir ispatı olsa gerek. (01.09.09)


Ana sayfa | İletişim | Site planı | |

Site yaşamını izle tr  Site yaşamını izle Arşiv  Site yaşamını izle Arşiv 2009  Site yaşamını izle Sınıf Mücadelesi Sayı : 135 - 5 Eylül 2009  Site yaşamını izle Siyasetin Gündemi   ?