Sinif Mucadelesi

Pazarlık Kürt halkının çıkarlarını korumak için değil

Pazar 12 Ocak 2025

Erdoğan’ın siyasi risk getirebilecek işlerini kendi fikriymiş gibi yürüten adamı olan Bahçeli, seçim sırasında kapatılmalı dediği DEM parti temsilcileri ile görüştü. Öncesinde Öcalan ile görüşen DEM ekibine, üç kez belediye başkanlığı elinden alınan DEM partili Ahmet Türk de eklenmişti.
DEM yöneticileri, “demokrasi”, “barış”, “kardeşlik” “tarihi fırsat” gibi kulağa güzel gelen kelimelerle süslü açıklamalar yapıyor. Ancak Öcalan ile ne konuşuldu, ne sonuç çıktı, neyin pazarlığı yapılıyor, pazarlık ne aşamada, kısaca konunun esasına ilişkin tek laf etmediler. Hatta bunu soranları, bozgunculukla suçladılar.
Kürt düşmanı, Kürt halkının Irak’ta veya Suriye’de en küçük bir hak elde etmesine öfkeyle karşı duran Türk milliyetçiliğinin partisinin lideri ile ne konuşuluyor diye sormak yanlış yapmak oldu. Kendi halkını açlığa mahküm eden Erdoğan ile ne pazarlık ediliyor demek, yanlış oldu.
DEM siyasetçileri, bugün pazarlık yaptıklarıyla anlaşma sağlayamazlarsa, aynı kişiler tarafından en ağır şekilde suçlanacak belki de kalan ömürleri hapishanede geçecek. Bunu çok iyi biliyorlar. Buna rağmen pazarlığı Erdoğan’ın istediği şekilde sürdürmeleri, sadece iktidarın sıkışmasından değil, aynı zamanda kendi beklentilerinden de ötürüdür.
AKP çevreleri, Suriye’de YPG’nin silah bırakmasını sağlamak için Öcalan’ın devreye sokulacağı fikrini pompalıyor. Medyada, PKK’nın Öcalan’ın emriyle bugün mü, yarın mı silah bırakıp kendini feshedecek tahminleri yapılıyor. Böyle bir durumun beklentisini yaymak, düpedüz kitleleri kandırmaktır. Suriye’de YPG’nin arkasındaki esas güç ABD’dir. İktidar, her şeyden önce Öcalan ile değil, ABD ile anlaşmak zorunda.
Bu konuda hem ABD hem de yeni Suriye yönetimiyle bir düzeyde uzlaşma var gibi görünüyor. İktidar, Kürt bölgesini yok etmeyi kendi üzerine almış gibi görünüyor. Bunun için bir yandan, Suriye’de beslediği dinci silahlı milislerle Kürt bölgesini tehdit ediyor, öte yandan Öcalan ve DEM’li siyasetçiler üzerinden pazarlık yürütüyor.
Elbette tümü dışarıdan gözleyebildiklerimiz, ancak bunların hiç birinde Kürt halkı için olumlu bir yön yok. Kürt halkının kendini yönetmesi hakkı yok edilecek, dincilerin yönetimine mahküm edilecekler. Çatışma bitecek deniyor, Türk ordusu, İsrail ordusu, ABD veya İran ordusu, ya da onların beslediği dinci milisler değil mi çatışmayı sürdüren? Suriye’de Kürt halkı başkasına saldırmadı, kendini savundu.
Kürt halkına olumlu yansıyan hiç bir gelişmeyi desteklemeyen siyasetçilerle yapılan pazarlıktan olumlu bir sonuç beklemek, sahte umut yaymak olur. Üstelik Erdoğan, daha önce defalarca yaptığı gibi hiç bir sözünü tutmayabilir, yarı yolda dönebilir, tam tersi bir süreç başlatabilir. Açıktan kural tanımayan bir siyasetçi için gizli pazarlıkta verilen sözlerin hiç bir güvencesi yoktur. Üstelik Erdoğan, sanki işin içinde değilmiş gibi davranıyor. Pazarlık bozulursa, kendi çıkarına göre yorumlayacak. O zaman DEM’li siyasetçilerin söyleyeceği gerçekleri duyan olmayacak. Sadece siyasetçiler değil, tüm Kürt halkı suçlanacak ve halklar arasındaki mesafe artacak.
Suriye için yapılıyormuş gibi yansıtılan pazarlık, Erdoğan’ın yeniden seçilmesi için yapılıyor olabilir. Erdoğan, CHP’ye oy vermeye alışan Kürtlerin oyunu almak zorunda. Bunu kendisi başaramaz ancak Öcalan’a ev hapsi karşılığında DEM’li siyasetçiler, Kürt kitlelerinin yeniden AKP’ye oy vermesini sağlayabilir. Pazarlık süreci uzatılarak, seçim öne alınırsa, bu hiç şaşırtıcı olmaz. Ya da mecliste alacağı milletvekili desteğiyle Anayasayı değiştirerek yeniden aday olmayı garantileyebilir.
Ancak böyle bir durum olursa, iktidar olmak için Kürt oylara ihtiyacı olduğundan CHP seçmeni ile Kürt seçmenlerin arası açılacaktır.
Kitlelerden gizlenen siyasi pazarlık, Türk ve Kürt halklarını doğrudan olumsuz etkileyecek. Kürt halkını temsil ettiklerini söyleyen siyasetçilerin bunun tarafı olmaları, gerçek yüzlerini gösteriyor.
Erdoğan ve ulağı Bahçeli, temsilcisi oldukları çevrelerin çıkarları için her türlü tehlikeli oyunu çevirmede tereddüt etmeyen, halklar için tehlikeli siyasetçiler olduklarını bir kez daha gösteriyorlar. (02.01.25)


Ana sayfa | İletişim | Site planı | |

Site yaşamını izle tr  Site yaşamını izle Sınıf Mücadelesi, Sayı : 309, 11 Ocak 2025  Site yaşamını izle Siyasetin Gündemi   ?