ABD : ve sonunda burjuvazi kazandı
Trump 5 Kasım’da yapılan başkanlık seçimlerini net bir şekilde kazandı ve Cumhuriyetçiler de Kongre’nin her iki kanadını da kazanacak gibi görünüyorlar. Böylece, Biden-Harris yönetimi ve Demokratlar cezalandırılmış oldu.
Trump daha 2020 yılında, 74 milyon oyla önemli bir seçmen tabanına ulaşmıştı. Oyları 2016 yılında ise 12 milyon daha arttı. Amerika Birleşik Devletleri (ABD) gerici, kapitalizm yanlısı ve anti-komünist, bazen dindar, bazen ırkçı ya da bunların hepsinden biraz olan bir seçmen kitlesine sahip bulunuyor. Trump bu defa, sadece seçmenler topluluğu savaşını kazanarak değil, aynı zamanda «popüler oyları» da alarak, belki de yaklaşık 80 milyon oyla oy tabanını genişletti, Hiç kuşkusuz, Biden -Harris idari yönetiminin feci bilançosunun sonuçlarından faydalandı.
En zenginler son yıllarda büyük kazançlar elde ederken, özellikle de halk tabakalarından çok sayıda Amerikalı, dört yılda yüzde 25 artışla ve ücretlerin buna ayak uyduramaması nedeniyle, yaşam standartlarının kötüleştiğini gördüler. Milyonlarca insan işini kaybetti. İnsanlar bulabildikleri iki hatta üç güvencesiz, düşük ücretli işte çalışmak zorunda kaldılar. Popüler sınıflardan insanlar düzgün
içinde yaşanılabilir bir konutun kirasını ödiyemedikleri için karavanlarda, hatta kendi arabalarında yaşıyorlar. Yaşlılar katalog dağıtarak geçinebiliyorlar, ya da gıda yardımı almak zorunda kalıyorlar. Kafası karışan yönünü şaşırmış bazı emekçiler, yönlerini baş düşmanları olmasına rağmen Trump’a doğru çevirmiş bulunuyorlar. Onların çıkarlarını temsil eden bir partinin yokluğu kendisini hissettiriyor....
Trump, siyasetinden vaz mı geçecek ?
Trump konuşmalarında göçmenleri sınır dışı etmek için ülke tarihindeki en büyük kampanyayı yürütme sözü verdi. Ülkenin güneyinde ve hatta kuzeyinde kimseyi geçirmeyen sınırların inşa edilmesi hayali ve milyarderin demagojisinin bir parçası olsa da, göç politikasının daha da ağırlaştırılması, sıkılaştırılması sözkonusu. Ancak ABD’de yaklaşık 45 milyon yabancı uyruklu kişi bulunuyor ve tabii ki bunların hepsinin sınır dışı edilmesi olanaksız. İşverenlerin, inşaat, bayındırlık işleri, tarım, gıda endüstrisi, temizlik ve güvenlik gibi ekonominin birçok sektöründe göçmen işçilerin emeğine ihtiyacı var. Öte yandan, daha sert bir politika göçmenlerin durumunu daha da kötüleştirecek....
Rusya ve Ukrayna arasındaki savaşta, kavgacı açıklamalar konusunda pek de cimri davranmayan ve ellerini ceplerine atma konusunda da ABD’ye güvenen Avrupalı liderler, Trump’ın Zelenski’yi müzakere edilmiş bir çözümü dayatacağından korkuyorlar.Ancak Trump’ın öngörülemezliğine ve yalıtmacı söylemine rağmen, ABD’nin müttefiklerini ve piyonlarını askeri olarak desteklemekten vazgeçmeyeceği açık.ABD emperyalizmi, Çin karşısında çıkarlarını, özellikle de Pasifik ve Güneydoğu Asya’da savunmaktan vazgeçemez. Ayrıca, militarizm, Trump ve Cumhuriyetçilerin hararetle destekledikleri ABD savunma sanayisinin can damarını oluşturuyor ve onun işlemesini sağlıyor....
Trump’ın başarısı, emekçileri derilerinin rengine, milliyetlerine ya da ülkeye ne zaman geldiklerine bağlı olarak (daha eski tarihlerde gelenler Trump’a daha fazla oy verdiler) eskisinden daha da fazla bölerek ırkçılığın daha kompleksiz, daha açık bir şekilde dile getirilmesine neden olacak.
Ama yine de her ne kadar dağınık olsa ve bürokratik sendika liderlikleri tarafından yönetilse de, otomobil endüstrisindeki ve daha yakın zamanda Boeing’deki grevler, Amerikalı işçilerin ve emekçilerin en azından ekonomik cephede kendi çıkarlarını elde etmek için mücadele edebileceklerini gösterdi.
(07.11.24)