Emperyali̇st haki̇mi̇yet, Gazze’de, Ukrayna’da.

Gazze’de kan dökülmeye devam ederken, Batılı liderler barış için çalıştıklarını iddia ediyorlar. biden’ın«bir planı» bile varmış. Gazze’de ateşkesle sonuçlanması beklenen müzakerelerin 15 Ağustos’ta yeniden başlamasının ardından «Bir anlaşmaya hiç bu kadar yakın olmamıştık» dedi. Ne korkunç bir ikiyüzlülük!

Aylardır sözde müzakereler sürüyor ama savaş hız kesmeden devam ediyor. İsrail ordusu bom-bardımanlarını sürdürerek ailelerin yok olmasına neden oldu ve yıkımın ortasında kalan binlerce Filistinliyi gidecek hiçbir yeri olmadığı için kaçmak zorunda bıraktı. Binlerce mülteciyi barındıran BM okulları haftalardır sistematik olarak hedef alınıyor. Nüfus, içme suyuna ya da tıbbi bakıma erişimi olmadan, kıtlık tehdidi altında hayatta kalmaya çalışıyor. Çocuk felci 25 yıl sonra ilk kez yeniden ortaya çıktı. Batı Şeria’da da İsrail ordusu yüzlerce kişinin ölümüne neden oldu ve Filistinlileri terörize etmek, öldürmek ve topraklarını ele geçirmek için onlara saldıran aşırı sağcı yerleşimcileri korudu.

Başta ABD olmak üzere büyük güçlerin liderleri, çatışmaya bir son vermek istiyorlarsa ne yapmaları gerektiğinin çok iyi farkındalar. Başlangıç olarak, İsrail hükümetine silah sağlamayı durdurabilirler. Aksine, ABD İsrail’e 20 milyar doların üzerinde silah satmaya karar vererek Filistinlileri katletmesi için ek araçlar sağladı.

Biden’ın Ortadoğu’daki en iyi askeri müttefiki olan İsrailli müttefikine verdiği destekten vazgeçmeye niyeti yok. Bu korumadan güç alan ve aşırı sağın baskısı altındaki İsrail Başbakanı Netanyahu, Gazze’de sonu gelmeyen bir savaş yürütebilir ve provokasyonlarını arttırabilir. Temmuz sonunda Hamas liderinin ve bir Hizbullah liderinin öldürülmesi İran’ın tepkisini çekmeyi ve ABD’yi İsrail’le omuz omuza durmaya zorlamayı amaçlıyordu. Tahran’daki rejimin askeri bir tırmanışa geçmek istemediği açık olmasına rağmen Biden’ın yaptığı da budur.

Amerikalı liderler İsrailli müttefiklerine gerçekten bir anlaşma dayatmak istiyorlar mı? Bunu önü-müzdeki günlerde göreceğiz. Bir ateşkes Gazze’deki Filistinlilere soluk aldırır ama kesinlikle zulümlerine son vermez. ABD, İsrail, İran ve Hamas liderleri, Gazze topraklarını savaştan önceki haline, yani İsrail ordusunun neden olduğu yıkım nedeniyle yaşam koşullarının daha da kötüleşeceği bir açık hava hapishanesine döndürecek bir uzlaşma bulabilirler. Ancak bu sadece daha ilerideki çatışmalardan önce bir ateşkes olacaktır.

Emperyalist devletler Ortadoğu’daki yangını söndürmekten acizler, çünkü yangını körükleyen ken-dileridir! Son birkaç on yıldır, petrol kokusunun cazibesine kapılan sömürgeci güçler, önce İngiltere ve Fransa, ardından da ABD, bu bölgedeki halkları egemenlikleri altına almak için kasıtlı olarak birbirlerine düşürdüler. Ancak dünyanın her yerinde büyük güçler arasında pazarların, hammadde kaynaklarının ve
nüfuz alanlarının kontrolü için yaşanan rekabet halkları karşı karşıya getirmekte ve savaşlara neden ol-maktadır.

Bu durum, Biden ve NATO liderlerinin Rusya’nın ayrıcalıklı sınıflarını temsil eden diktatör bir rejimin başı olan Putin’e karşı savaş yürüttüğü Doğu Avrupa’da görülebilir. Uzun bir ortak tarih boyunca kurulan bağlara rağmen halklar bu şekilde birbirleriyle karşı karşıya getiriliyor.

Burada, Fransa’da, işçiler ve çalışan sınıflar bombalar altında ölmüyor, ama ne zamana kadar? Onlar zaten derinleşen krizden ve topluma hakim olan ayrıcalıklı sınıfların çıkarlarını tatmin etmek için devletler arasındaki ekonomik savaştan muzdaripler. Ve bu kriz ve büyük güçlerin politikaları dünyayı geniş çaplı bir savaşa sürükleyebilir.

Ortadoğu’da, Doğu Avrupa’da ve başka yerlerde insanlar, egemen sınıfların bölücü politikalarına maruz kalmadıkları takdirde gayet iyi bir şekilde bir arada yaşayabilirler. Buna karşı, dünyadaki bütün ezilenlerin ve işçilerin birliği sloganına sahip çıkmalıyız. Sadece onların kapitalist sistemi yıkma mücadelesi insanlığa bir çıkış yolu sunabilir.

(LO, 21.08.24)