Sinif Mucadelesi

1 Mayıs ve Taksim

Çarşamba 3 Haziran 2009

DİSK’in Taksim’de yaptığı 1977 1 Mayısındaki katliamdan sonra 1978 yılında da aynı işçiler, Taksim’de bir araya geldiler.

1978 yılından sonra hükümet, olayların nedenini işçilere yükleyerek Taksim’i 1 Mayıs işçi mitinglerini kapattı. Sendikalar, 1 Mayıs’ın burada anılmasını talep ettiler. Zaman zaman Taksim anıtına çelenk koyarak geçiştirdiler. Ancak, yasal yollarla Taksim’in, işçilerin anması için 1 Mayıs’ta açılmasının mümkün olmayacağı netleşti.

Geçtiğimiz yıl, DİSK, KESK, TTB 1 Mayıs’ta Taksim’de olma kararını açıkladılar. Daha gün aydınlanmadan, polisin saldırısı başladı. Tüm yollar kapatıldı, Taksim polis işgalindeydi. DİSK Genel Merkezi de polisin saldırısına uğradı. İşçiler yürütülmedi ama hükümetin ikiyüzlü politikası da, tüm dünya nezdinde gün yüzüne çıktı.

Aynı örgütlerin, bu yıl da süren Taksim ısrarı sonucu hükümet yetkilileri, geri adım atarak “makul sayı” izni verdiğini açıkladı. Vali, bu aptal açıklamayı yaparken, kargalar bile gülüyordu. Üstelik, geçen yılki gibi polis görevlendirilmeyeceğini, şiddete başvurulmayacağını da eklemişti.

DİSK yönetimi ise tıpkı geçen yıl olduğu gibi işyerleri temelinde bir hazırlık ve örgütlenme çalışması yapmadı.
Geçen yıldan farklı olarak yurt dışından çeşitli sendikacılar ve gazeteciler çağrıldı, bazı DTP milletvekilleri kortejde yer alacaklardı. İşte DİSK yönetimi, işçi sınıfının gücüne değil, hükümetin “ayıp olmaktan” çekineceği misafirlerine dayanmaya çalıştı.

Bunu siyasetin sonucu, 1 Mayıs’ı DİSK’in ve diğer sendikalarının ve örgütlerinin çağrısına uyarak Taksim’e yürüyüşe katılmak isteyen emekçilerin çoğunun, tıpkı geçen yıl olduğu gibi polis şiddetine maruz kalması oldu.

1 Mayıs sabahı, tıpkı önceki yıl olduğu gibi gün aydınlanmadan Taksim ve çevresinde polis işgali, barikatları hazırdı, hatta bu kez asker bile çağrılmıştı. İşçilerin, Taksim’e girmelerine hiçbir imkan yoktu. Sadece, DİSK merkezine geceden gelip, sabahlayan 300 civarında işçi vardı. DİSK üyelerinin küçük bir kısmı, polis barikatlarını zorlayarak, bin bir güçlükle DİSK merkezine ulaşabildi.

Saat dokuzda yürüyüş başladığında, kortej bile oluşturulmadı. Çünkü polisin sokak girişlerine kurdukları barikatları aşamayan işçiler birleşemiyorlardı. 1 Mayıs kortejine katılmak isteyen işçi ve emekçilerin çoğunluğu, korteje girmek için polisle çatışmak zorunda kaldı ama çoğu başarılı olamadı.

Polisin attığı biler gazlarına herkes maruz kaldı. Polis, ana caddede yürüyenleri barikat içinde tutuyor, gazdan ve polis şiddetinden onlar da nasiplerini alıyordu. Ama hiç kimse buna aldırmadı. Çünkü Taksim’e ulaşmak, yıllardır yasak olan alana ayak basma savaşıydı.

Yürüyüş korteji Taksim’e yaklaştıkça, 1977’ye katılmış olanlar için çok önemli oldu.

Sonuçta, kararlı tutum alındığında aşılmayacak, çözülmeyecek problem kalmıyor. Birlik, mücadele ve dayanışma gününün önemi de budur.

Taksim’e giren herkes çocukça bir sevin yaşadı. Birbirini öpüp, kutlayan, ağlayanlar oldu. Halbuki sendika bürokratları, her yıl gelip çelek bırakıyorlardı. Hiç böyle duygu yaşanmıyordu.

Bu farklılığın nedeni az da olsa işçilerin orada olması ve böylece bir mücadelenin kazanılmasıydı. Bu, Taksim’e ulaşan ve polis engelini aşamadığı için ulaşamayanlarda da dahil, tüm emekçilerde bir moral oldu, güven sağladı. Herkeste şu fikir oluştu: Gelecek yıl on binlerce emekçi Taksim’de olacak. (23.05.09)


Ana sayfa | İletişim | Site planı | |

Site yaşamını izle tr  Site yaşamını izle Arşiv  Site yaşamını izle Arşiv 2009  Site yaşamını izle Sınıf Mücadelesi Sayı : 132 - 1 Haziran 2009  Site yaşamını izle Siyasetin Gündemi   ?