Sinif Mucadelesi

Muhalefet’in Ekonomi Programı

Cuma 2 Haziran 2023

Seçimler yaklaştıkça muhalefet partilerinin ekonomi programları daha fazla gündemeye geliyor. İyi Partinin, Millet İttifakının seçilmesi sonrası Ekonomi bakanı olarak ilan ettiği Bilge Yılmaz ise televizyonda görünmeye ve politikalarından bahsetmeye başladı.

Bilge Yılmaz, eğitiminin ve kariyerinin büyük bir kısmını ABD’de yapmış. Anaakım ekonomi teorilerini öğrenmiş ve bu çizgide makaleler yayınlamıştır. Uzun bir süre içinde bulunduğu Wharton Enstitüsü ise bu çalışmaların yoğunlukla yapıldığı, farklı ekonomi teorilerinin tartışılmadığı yalnızca piyasa ekonomisin çizgisinde çalışmaların yürütüldüğü bir kurum.

Akademik kariyerine ek olarak kendisin kurduğu birkaç şirkette mevcut. Bu şirketlerde uluslararası sermaye yatırımlarının ihtilaflarının çözülmesi, özel sermaye girişimi ve fon yönetim şirketlerine yaptığı danışmanlıklar mevcut. Muhalefetin bu seçim döneminde kendi anladıkları "liyakat" vurgusunun vücut bulmuş hali. Emekçiler için ise muhalefetin "liyakattan" ne anladığına dair harika bir rehber görevi görüyor.

Muhalefetin İyi Parti kanadında Bilge Yılmaz ön plana çıksa da diğer partilerin ekonomi yönetiminde söz vereceği isimler farklı bir çizgide değil. Faik Öztrak, Selin Sayek Böke vd. isimlerde piyasa ekonomisin dışında bir ekonomi önerisi olmayan bürokratlar. Muhalefetin ekonomi programı temelde Türkiyeyi ayrıştığı Dünya ekonomik programına yeniden sokmaktan ibaret.

Kısa vadede yabancı sermayeyi ülkeye çekmek, yabancı sermaye için sermaye güvenliğini sağlamak, sermaye hukukunu yeniden tesis etmek ve sermaye için öngürülebilir kar oranlarını tesis etmek. Bu talepler 2001 krizinde Kemal Derviş’in ülkeye getirilirek uygulatıldığı IMF programının benzeri. 2001 krizi ile ayyuka çıkan Türkiye ekonomi yönetimin Dünya ekonomi yönetimi ile yeniden barışma süreci.

Türkiye emekçileri bu barışmanın bedelini yıllar boyunca çok ağır biçimde ödedi. Özelleştirmeler, ücretlerin dondurulması vb. yöntemlerle bu barış sürecinin bedeli emekçilerin omuzlarına yıkıldı. Şimdi ise muhalefet yeniden benzer bir program önerisi ile gelerek farklı bir sonuç elde edeceğini düşünüyor. Tam da bu ekonomi politikalarının gelecek krizlerin kaynağı olacağını hepsi biliyor ancak ideolojik bir seçim yapılıyor.

Bir avuç patronun çıkarı mı yoksa emekçilerin çıkarı mı? Siyasetçiler, televizyon programlarında patronların çıkarlarının aslında emekçilerin çıkarı olduğu izlenimini çok iyi veriyolar. Emekçilerin yaşadığı bu sıkıntıları yalnızca AKP’nin uyguladığı ekonomi politikalarına bağlamak kolaycılıktır. Kapitalist üretim ilişkilerinin sonucu olarak ekonomik krizler ve savaşlar meydana geliyor. Yalnızca AKP iktidarının politikaları ile Türkiye bu haldeyse Fransa, Almanya, İngiltere ve diğer büyük kapitalist ülkelerde yaşanan krizlerin sorumlusu kim?

Kapitalist üretim ilişkileri doğası gereği krizler yaratıyor. Bu krizlerin emekçilere yansıması ağır çalışma koşulları, işsizlik ve enflasyon olarak yani ekonomik savaş olarak ya da saha da emekçilerin, patronların çıkarları doğrultusunda birbirleri ile savaşmasıyla sonuçlanıyor.

Emekçilerin kaderi bu değil. Kendi çıkarlarımız doğrultusunda birlikte hareket ederek bunu değiştirecek güç elimizde.

30.04.2023


Ana sayfa | İletişim | Site planı | |

Site yaşamını izle tr  Site yaşamını izle Sınıf Mücadelesi Sayı: 291 - 8 Mayıs 2023  Site yaşamını izle Emekçinin Gündemi   ?