“Öldürdüğünüz her kişi için bin kişi daha ayaklanacak"
Bir sokak satıcısının oğlu olan 22 yaşındaki Mohammad Karami ve bir işçi olan 39 yaşındaki Mohammad Hosseini, 7 ocakta İran’da asılarak idam edildi. Garson olarak çalışan 23 yaşındaki Mohsen Shekari ve satıcı olarak çalışan 22 yaşındaki Majid Rahhnavard, aralık ayında idam edildi.
Sahte yargılamaların ardından idama mahkum edilen bir düzineden fazla genç protestocu infaz edilmeyi bekliyor. Dört aydır sokak tarafından tehdit edilen İslami rejim, kendisine karşı çıkmaya cesaret edenleri terörize ederek isyanı bastırmak istiyor.
Rejim, bekasını tehdit altında gördüğünün bir işareti olarak, sert ve geniş çevrelere saldırıyor. İdam edilen dört kişi, İslam Cumhuriyeti’nin uzun süredir destekçisi olan yoksul ve dindar kesimlerden gelmekte.
Tanınmış bir rapçi olan Toomaj Saheli’nin yargılanmayı beklerken hapishanede işkence görmesi ya da Oscar ödüllü aktris Taraneh Alidoost’un ocak ayı başında ülkeden ayrılamadan kefaletle serbest bırakılması gibi tanınmış ünlüler tutuklandı. Ayetullah Hamaney’in yeğeni bile "katil ve çocuk katili" bir rejimi kınadığı için üç yıl hapse mahkum edildi!
Le Figaro gazetesi 9 Ocak’ta neredeyse sevinir gibi "Gösterilerin sayısında ve boyutunda düşüş var" diye yazsa da, gelen videolar bu barbarca infazların diktatörlüğü devirme kararlılığını körüklediğini gösteriyor. Böylece başta İsfahan bölgesi, ülkenin güneyindeki Bandar Abbas ve Tahran olmak üzere birçok şehirde mitingler düzenlendi. "Diktatöre ölüm" sloganının yanı sıra "Öldürülen her kişinin arkasında bin kişi daha var" sloganı da vardı.
Belucistan’da her Cuma büyük gösteriler düzenlenmeye devam ediyor. Gizli doktor ağları, polis tarafından yaralanan ve toplanabilecekleri hastanelerden kaçan göstericileri tedavi etmek ve hatta ameliyat etmek üzere örgütlendi. Bu doktorlar da tüm herkes gibi aynı riskleri almakta. Bunlar arasında bir doktor, Tahran polisi tarafından kaçırıldı ve dövülerek öldürüldü.
Bandar Abbas’ta da göstericiler "Yoksulluk, yolsuzluk, yüksek fiyatlar, düşene kadar ilerliyoruz" diye bağırdı. İsyanın başlangıcından bu yana, Eylül ve Aralık ayları arasında ekonomik kriz daha da kötüleşmiş, İran para birimi %40 değer kaybetmiş ve fiyatlar %50 oranında artmıştır.
Hükümet, düzenli olarak yaptığı gibi ulusal para birimi riyali desteklemek için dolar satmayı reddediyor. Bu, fiyatların boğazına yapışmış işçi sınıfı ve tüm ücretlileri, protestocularla karşı karşıya getirmek için yapılan alaycı bir hesaplama. İşe yaradığına dair hiçbir kanıt yok.
Aynı zamanda ücret artışı talebiyle yapılan grevler de devam ediyor. Meşhed’de grevdeki adliye çalışanları aralık ayı sonunda şunları yazdı: "Maaşlarımız riyal, tüketimimiz dolar. Adaletin içinde adalet yok. Huzistan’da Haft-Tapeh şeker fabrikası emeklileri, 1 ocakta ek emeklilik maaşlarının kesilmesini Sosyal Güvenlik kurumu önünde protesto etti.
Eğer terör İslam Cumhuriyeti’nin ileri gelenlerine zaman kazandırırsa, toplumsal tabanları daralmakta ve suistimallerine duyulan öfke her geçen gün artmakta. Bu rezil rejimin çöküşü, bir kurtuluş olacak. Ancak İran’daki on milyonlarca işçi ve yoksulun hayatının gerçekten değişmesi için gerçek bir devrim gerekecek. (LO, 11.01.2023)
