İşçi sınıfından alıp patronların kasasını dolduran bu düzeni değiştirmeliyiz
İşsizlik ve hayat pahalılığı, ezici çoğunluk için yaşamayı her geçen gün daha fazla zorlaştırıyor. Enflasyon, baskı ve vaatle, yoksuldan alıp zengine veren düzenin çarkları işletiliyor. AKP kadroları, devlet kademelerine yerleştirdikleriyle birlikte, bu düzenin devamı için her şeyi yapıyor. Çünkü işlettikleri, sömürü, yağma, el koyma çarkından, kendileri de faydalanıyor.
AKP örgütlenmesine, bir düzeyde dahil olanlar, işçi sınıfının ürettiklerinin, devlet varlıklarının, FETÖ mallarının yağmalanmasından pay alıyor. Ancak, işçi sınıfının geniş kesimleri, asıl emeği yağmalanandır. Bu nedenle işçi sınıfı, iktidarın her seferinde biraz daha ileriye attığı güzel gelecek masallarının, kendisine hitap ettiği yanılgısına kapılmamalı.
İşçiler her zaman sömürüldü, en düşük ücretle çalıştırıldı, en kötü koşullarda yaşadı, en kısıtlı hakları görmezden gelindi. Ancak böyle devam ederse gelecek kuşakların da geleceği yağmalanacak. Patronlar, siyasiler ve devlet görevlileriyle el ele verip çekinmeden, gizleme gereği duymadan, mafya düzeni dayatıyor. Zaten yasalar eliyle çok kısıtlı olan, işçinin kendi ürettiği zenginlikten aldığı pay, ekonomik ve siyasi zorbalıka daha da kısıtlanıyor. Buna isyan etmemek mümkün mü?
AKP bakanları, yöneticileri, gösterişli toplantılarla, bol bol vaat sıralıyor. Sonrası; hiç. Bu yıl bütçe 2 trilyon olacaktı; şimdi 1 trilyonun altına indirildi. Enflasyon, işsizlik, döviz kuru, milli gelir, rakamların hiç biri tutmadı. Yine de utanmadan, kim bilir kaçıncı kez, altı ay sonra her şey iyi olacak diyebiliyorlar. Her şey onlar için daha iyi, bizim için işçi sınıfı ve tüm emekçi kitleler için daha kötü olacak.
Bunu öngörmek hiç zor değil. Geçen yıl, 27 milyon civarındaki tüm ücretlilerin toplam gelirden aldığı pay 11 puan düştü, nüfusun küçük bir kısmını oluşturan patronların ise aynı oran civarında arttı. Aslında, bu da aldatıcı. Çünkü, asgari ücretin kat kat üstünde ücret alan yöneticiler, birkaç maaşlı büroratlar çıkarılırsa, gerçek ücretlilerin cebine giren paranın çok daha az olduğu görülür.
Bu ortamda, ne işsizlik ne de pahalılığa karşı gerçek önlemler alınıyor. Nedeni, sadece etkilenmemeleri değil, bu düzen onların asıl amacı; yoksuldan alıp zengine veren, servet transferi denen bu düzeni doğru, uygun, gerekli görüyorlar.
İşçi sınıfı, böyleleri tarafından yönetilmeyi hak etmiyor. İşçi sınıfı, patronların, zenginlerin, mafyanın, vurguncuların, din, vatan, millet nutuklarıyla çalanların karşısına kendi sınıf çıkarlarını, acil taleplerini ileri sürmek üzere örgütlenmeli.
Pahalılığa karşı; artık kolayca hesaplanan temel ihtiyaç maddelerinin gerçek enflasyonu oranında, gerekirse her ay ücretlere zam yapılmalı. Ancak o zaman patronlar, mallara zam yapmayı keser. Aksi taktirde, yüksek satış fiyatı, patron için ikinci bir kâr olmaya devam edecek.
İşsizliğe karşı; tüm işler, çalışma çağındaki tüm nüfusa paylaştırılmalı. Yasal sürenin de çok üstündeki çalışma süresi, ücretler azaltılmadan, düşürülmeli. Az işçiyle uzun çalışma, patronlara daha fazla kâr getirdiğinden, bundan vazgeçmiyorlar.
İşte en temel ve önemli tedbirleri almak için bile örgütlenmek, mücadele etmek gerekli. Vaat dinleyerek, bekleyerek, hiç bir sorunumuz çözülmeyecek. (06.09.22)