Sinif Mucadelesi

Tüm dünya işçileri için “birlik, mücadele ve dayanışma” : İşçi sınıfının gücü hükümete geri adım attırdı

Çarşamba 6 Mayıs 2009

1 Mayıs, “Emek ve Dayanışma Bayramı” adı altında resmi tatil ilan edildi. Yıllardır tartışılan böyle bir kararın alınması, ne bu hükümetin demokratik olmasından ne de Avrupa Birliği’ne yaranma çabasından. Bunların da ötesinde, işçi sınıfının toplumdaki gücünü, etkisi ve önemini nedeniyle böyle bir karar alınmış, bir tür taviz verilmiştir.

Bunda ne siyasilerin, ne sendika bürokratlarının etkisi vardır, bu doğrudan doğruya işçi sınıfının artan gücünün siyasi sistem üzerindeki etkisidir.

Ekonomik kriz ortamında, patronlar ve onların uşağı olan hükümet, işçi sınıfının tepkisini çekecek, onu gücüyle ön palana çıkaracak bir ça-tışmayı istemiyor.

Bu çekincelerinde haklılar. İşçi sınıfının onların düzenlerini, kurumlarını ve yasalarını işlemez hale getirecek gücü vardır. Türkiye’de geçmişte bunun birçok örneği yaşandı.

İşçi sınıfı, uluslararası bir sınıftır ve tüm dünyada işçiler, “Birlik, mücadele ve dayanışma” günü olan 1 Mayıs’a aynı sorunlarla giriyorlar. Ekonomik kriz, ülke sınırlarına bölünmüş olsa da tek bir sınıf olan işçileri temel olarak aynı şekilde etkiliyor: İşsizlik ve hayat pahalılığı!

Dünyanın her yerinde artık patronlar, daha rahat işçi çıkarıyor, kâr dönemlerinde bile düşük tutukları ücretleri daha da düşürüyor, iş güvenliği kuralları hiçe sayılıyor, çalışma saatleri ve koşuları ağırlaşıyor.

Paranın, patronların “milliyeti” olmadığı gibi işçilerin de milliyetinin olmadığını, sadece aynı sınıfın üyeleri olduğunu, bizzat patronlar neden oldukları ekonomik krizin sonuçlarıyla zihinlerimize kazıyorlar.

Tıpkı bundan yüz yıldan daha uzun bir süre önce, tüm ülkelerde örgütlü olan işçilerin sekiz saatlik iş günü için ortak mücadele vermeleri gibi bugün de bu 1 Mayıs’ta ekonomik krizleri yaratan bu düzenin kendisine karşı, işçi sınıfının kurtuluşu için mücadeleyi yükseltmek gerekiyor.

Bugün işçi sınıfı, örgütsüz, dağılmış ve şaşkınlıktan ötürü geri çekilmiş durumda. Çünkü birkaç ay öncesine kadar, “her şey iyi gidiyor” deniyordu. Bir umut haline getirildiği ve diğerlerinden farklı gördüğü için güvendiği AKP’de böyle söylüyordu. Üstelik hükümet hala zaman geçirmeye, emekçilerin dikkatini başka konulara yönlendirmeye çalışıyor. Ergenekon’du, seçimde, Ermenistan’dı derken bunu önemli bir oranda başarıyor da!

Sendika bürokratları, işçilere güven vermiyor, muhalif siyasi partiler asıl sorunlarla değil, tıpkı hükümet gibi gündemi değiştiren, asıl sorunların üstünü örten medyatik konularla ilgileniyor. İşçi sınıfının güvenebileceği, işçi sınıfı içinde çalışan, işçi sınıfının çıkarlarını savunan bir parti yok.

İşçi sınıfı, ekonomik krize hiçbir hazırlığı, güvenebileceği bir şeyi olmadan yakalandı. Bu nedenle harekete geçmekten çok geri çekiliyor. Bu anlaşılabilir. Ancak nereye kadar? İşçilerin, fazla gerileyecek alanı yok.

İşte böyle bir ortamda, işçi sınıfının gelenekleri, bunlardan biri olan “birlik, mücadele ve dayanışma” yol gösterici olabilir. 1 Mayıs, şu veya bu meydanda, şu şekilde veya bu şekilde anılmasından öte, işçi sınıfının kurtuluşu için, burjuvazinin düzenine karşı mücadelesinde, ona yol gösteren ama unutturulmaya, çarpıtılmaya çalışılan geleneklerin, yöntemlerin yeniden gündeme gelmesi için bur vesile olursa anlamlı olacaktır.

İşçi sınıfı, kendini gerileten, krizlerle daha da ezen bu düzene karşı, örgütlenip, mücadeleye girişecek gücü bulması belki bir zaman alacak ama bu mutlaka gerçekleşecektir. (29.04.09)


Ana sayfa | İletişim | Site planı | |

Site yaşamını izle tr  Site yaşamını izle Arşiv  Site yaşamını izle Arşiv 2009  Site yaşamını izle Sınıf Mücadelesi Sayı : 131 - 1 Mayis 2009  Site yaşamını izle Başyazı   ?