Kadın haklarına bir kısıtlamanın hazırlığı mı?
Kadın cinayetleri azalmadan sürerken, bu alanda çalışma yapan önemli derneklerden birinin kapatılmasına ilişkin dava açıldı. Daha önceki şikayetler davaya dönüştürülmezken, nafaka ödemediği için üç ay hapse giren birinin şikayetinin bu kez davaya dönüştürülmesi, atılacak başka bir adımın hazırlığı olabilir.
İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılmadan önce de benzeri olmuştu.
İstanbul Sözleşmesi’nden çıkıldı ancak, bu sözleşmeye uygun olarak çıkarılan kanun yürürlükte, uygulanmaya devam ediyor. Kadınlar bu kanun çerçevesinde erkek şidddetinden korunmaya çalışıyor, polis işlem yapıyor, mahkemeler ceza vermeye devam ediyor. Bu nedenle istenen amaca ulaşılamadı denebilir.
İktidarda kalma amacıyla demokrasi paketi açıklayan, ertesi gün aynı amaçla paketi rafa kaldıran AKP’nin gelecek adımı, uygulamadaki kanunu kaldırmak olabilir. Kapatma davası, bu adımın hazırlığı olabilir.
İşsizlik, yoksullaşma, kriz ortamı, genel olarak şiddeti attırdığı gibi kadına yönelik şiddeti daha da arttırdığı bilinen bir gerçek. Kadınları öldürülmekten korumak için ek düzenlemeler gerekirken, gericilerin oyunu almak amacıyla tam tersinin yapılması, iktidar çevrelelerinin kadınları nasıl önemsemediğinin gösteriyor.
Yaşananlar şunu da gösteriyor; kanunlar, kurallar, kurumlar, gerçek çözüm olamıyor. Çözüm kadınların güçlenmesinde, iş sahibi olarak kimseye muhtaç olmadan kendi ayakları üzerinde durmasında, kendisi için en doğru olanı anlayıp uygulamasında. Birlik olup mücedele etmesinde. (26.04.22)
