Millet İttifakı AKP iktidarına karşı koltuğa gelmek için aday, ama ne yapmak için aday?
Hatırlatmakta yarar var AKP iktidara gelmeden önce çok yoğun ve yaygın bir şekilde 3Y ile yani yoksulluk, yasaklar ve yolsuzlukla mücadele etme sözü vererek kitlelerin oylarını alıp iktidar oldu. Ayreten yoğun bir kampanya ile “Bunlar Müslüman’dır hak yemezler, çalmazlar” hikayelerini anlattılar. Sonuçlar tartışma götürmez bir şekilde ortada.
Şimdi ise CHP, İYİ Parti, Gelecek Partisi, Deva Partisi, Saadet Partisi ve Demokrat Parti’nin oluşturduğu Millet İttifakı, kitleleri yoksulluğa sürüklemiş ve hayat şartlarını artık dayanılmaz bir durumuna getirmiş olan AKP iktidarına karşı aday olduklarını birkaç yıldan beri ısrarla anlatıyorlar.
Millet İttifakı, AKP’nin iktidara gelmeden önce anlattıklarından farklı bir şey söylüyor mu?
Millet İttifakını oluşturan 6 partinin tümü, özünde AKP’nin 3Y söylemlerinden çok farklı şeyler söylemiyor. Biraz yakından incelediğimizde çok açık bir şekilde görebiliriz. Bunun için son günlerde söylediklerinden, yaptıklarından birkaç örnek vermek yeterli.
Gelecek Partisi temsilcisi Davutoğlu, partisinin Kadıköy’de başlattığı erken seçim için imza kampanyasında anlattıklarına bir göz atalım: “Bir ülkede, o ülkeyi yönetenler halkın vicdanından kopmuşsa, bir ülkede, o ülkeyi yönetenler eğer o halkın dertlerini anlamaktan uzak kalmışlarsa, tek yol vardır, hemen seçim, erken seçim, bir an önce seçim”… “bir adalet, iki demokrasi, üç refah, dört eşitlik, beş siyasi ahlak. Adaleti, demokrasiyi, özgürlükleri, eşitliği, refahı, siyasi ahlakı getireceğiz.”
Başka bir çarpıcı örnek Babacan’ın Gebze’de anlattıkları: “Türkiye’nin yıldızını parlatacağız, söz veriyorum.”
Davutoğlu sanki birkaç yıl önce AKP hükümetinde Başbakanlık görevinde bulunup yapılan adaletsizliklere, sömürüye, yolsuzluklara katılmamış, sütten çıkmış ak kaşıktır! Babacan ise ekonomi bakanlığı döneminde AKP iktidarının ekonomik alanda yaptığı sömürü ve tahribatlarda suç ortaklığı yapmamış bir kişi olarak önümüze çıkıyor!
İYİ Parti temsilcisi Meral Akşener’e gelince o da geçmişte iktidarların suçlarına ortaklık yapmamış, aşırı sağcı, işçi düşmanı MHP’de hiç bulunmamış numaralarını oynuyor. Şimdi yuvarlak laflarla, hüzünlü konuşmalarla, yaptığı gezilerle esnafın dertlerini dinliyor ve böylece halkın çıkarlarını savunuyor numaraları yapıyor.
CHP’nin temsilcisi Kılıçtaroğlu’na ne demeli? Her şeyden önce CHP’nin azınlıkta olduğu gerici, dinci, işçi düşmanı bir koalisyonda, istese bile patronların sömürü düzenine karşı en küçük bir yaptırım uygulayabilir mi? Aslında CHP’nin rolü, gerici Millet İttifakında “bir ilerici süsü” vermektir.
Millet İttifakı gerçekten emekçilerin, yoksulların yanında olmak istese, sadece dillerinden düşürmeyen Beşli Çetenin değil, onlardan hiç de aşağı kalmayan tüm patronların sömürü düzenine karşı olduğunu açıkça belirtip bu doğrultuda kararlar alacağını ve kararların uygulanması için kitleleri örgütleyip harekete geçireceğine dair güvenceler vermeli. Örneğin bütün patronların hesaplarını denetim altına alıp kârların istihdam yaratılması, emekçilere satın alma gücü olarak dağıtılmasını sağlayacağına dair güvenceler vermeli. İşsizliğe karşı çözüm olarak, ücretlerde hiçbir düşüş olmadan mevcut istihdam olanağının tüm emekçiler arasında paylaşılmasını garantilemeli.
Boşuna hayal kurmayalım Millet İttifakının ne amacı ne de derdi emekçilerin, yoksulların iktidarı olmak değil. Amacı “en erken bir zamanda” seçimlere katılıp AKP iktidarının koltuğuna oturup patronlar düzenine hizmet etmektir.
Bunu şimdiden çok somut olarak görebiliriz; kitlelerde biraz hareketlilik başlar başlamaz Millet İttifakı hemen müdahale edip “aman sakın provokasyona gelmeyin” deyip, eylemleri destekleyeceğine, hemen durdurmaya çalışıyor. Emekçiler için tek yol üretimden gelen güçlerini kullanıp çıkarlarını savunmaktır. (02.07.22)