Ana sayfa > Arşiv > Arşiv 2009 > Sınıf Mücadelesi Sayı : 130 - 3 Nisan 2009 > Sinema… Sinema… Sinema…
“Güneşi Gördüm” güneşi nerede görüyor?
Senaryo yazan, yöneten ve oynayan Muhsun Kırmızıgül, son iki yıl içinde iki sinema filmi ile güncel konuları işleyerek, büyük bir kitlenin beğenisini kazanmış görünüyor.
Türkiye’de 750 sinema salonunda aynı anda gösterime giren son filmi “Güneşi Gördüm”de Kürt ulusal sorunun çıkmazı ile ilgili tartışmalar ve PKK’nin silahlı mücadele anlayışı ve sonuçları konu ediliyor.
Filmde verilen mesaj, Türk devleti, Kürtlerin en basit sosyal ve kültürel haklarını zamanında verseydi bugünkü durumda olunmayacak ve bununla birlikte PKK’nin de sadece milliyetçi siyaset yapması bugünkü acıların yaşanmasına yol açmayacakdır.
Yüzyıllardır birlikte yaşayan iki halkın arasında körüklenen düşmanca tavırların gereksizliği ve aynı zamanda sorunların iki tarafta, aynı boyutta ve beraberce yaşandığı anlatılıyor filmde.
Bu, parçalanan ailelerle yansıtılıyor. Tabii ki Kürt sorunun temeline inilmiyor, acı veren ve duygulandıran, dramatik sahneler öne çıkarılıyor.
İki halkın, sömürü düzeni üzerine oynanan oyunlara nasıl alet edildiği yansıtılmıyor. Bu nedenle vurgu yapmaya çalıştığı kardeşlik duygularının önemi yeterince inandırıcı olamıyor.
Sonuç itibariyle filmde verilen mesaj, ezilen Kürt ve Türk emekçilerin ortak mücadeleyle sınıfsız, sömürüsüz ve savaşsız bir dünya kurma duyarlılığına hizmet etmiyor.
Keşke Kürtler haklarını bu şekilde istemeseydi, Türk ordusu da zor kullanmak durumunda kalmasaydı ne iyi olurdu ya getiriliyor.
Yani cumhuriyetin yapısıyla Avrupa devletlerindeki haklar kıyaslanıyor ve oradaki haklar bir umut olarak yansıtılıyor. Bu, elbette filmdeki tartışmaya açık yanlışlardan biridir.
Filmin olumlu bir yönü ise, sosyal değişikliklerle birlikte bazı önyargıların ortadan kalkmasını yansıtmasıdır. Seyircileri bunun üzerine düşünmeye zorlaması anlamlıdır.
Filmin gerçekleştirilmesi, çekiminden bazı oyuncuları ve müziğine kadar birçok ilki ve önemli çabayı içeriyor.
Çekimler İstanbul, Kars, Danimarka, Norveç, İsveç, Yunanistan ve Bulgaristan’da gerçekleştirdi. İlk kez bir Türk sinema filmi bu kadar farklı mekanda çekilmiş oldu.
Filmin köy çekimleri için kullanılan köy, 1990’lı yıllarda ordu tarafından boşaltılmış 3 bin köy arasından seçildi.
Türkiye’de ikinci defa bir sinema filminin müzikleri bir orkestra tarafından canlı olarak çalındı.
Eksikler ve eleştiriler olsa da, son dönemde izlenebilecek filmlerden biri “Güneşi Görmek”.
