Günaydın TÜSİAD…
50’nci yılını kutlayan TÜSİAD yöneticileri, törende yaptıkları konuşmalarla, “yeni bir anlayış”, yani çizgi oluşturmaya çalıştılar. Ancak öyle konuştular ki sanki son 19 yılda Türkiye’de değil başka bir gezegende yaşıyorlardı!
Sahibi olduğu fabrika işçileri greve çıktığında, grev çadırı kuramasındalar diye lağım döktüren TÜSİAD yöneticilerinden Özilhan konuşmasında liyakat, laiklik vurgusu yaptı, “Gelir dağılımı bozukluklarını da gidermek istiyoruz. Faiz ve enflasyonun yanı sıra emisyonları da azaltmak istiyoruz. Hak ve özgürlük alanlarının genişletilmesine de ihtiyaç duyuyoruz” dedi.
“... büyümenin sadece hızlı değil, aynı zamanda istihdam yaratan, yeşil ve adil bir büyüme olması gerek ... düşen sadece TL’nin değeri değil, birbirimize güvenimiz, mutluluk ve huzurumuz” diye eklemeyi unutmadı. Sanki çok umurunda.
Patronların taleplerini de sıraladı:
“1. Hukukun üstünlüğü ve yargı bağımsızlığının sağlanması ... devletin tüm işlemlerinde hukukla bağlı olması...
2. ...bütün vatandaşlar için hak ve özgürlük alanlarının Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi standartlarında geliştirilmesi, ...
3. ...şeffaf, hesap verebilir, daha az merkeziyetçi ve etkin bir kamu yönetimi...
TÜSİAD başkanı da İstanbul Sözleşmesine vurgu yapıp “En becerikli, eğitimli, yetenekli, geçlerimiz, gözbebeklerimiz istikbali başka ülkelerde arıyor. … Bu durumu durduramaz ve tersine çeviremezsek ülkemiz insan kaynağı açısından çoraklaşacak. Yeni bir anlayışla geleceğimizi inşa etmek, bizi bu olumsuz girdaptan da çıkaracaktır.”
Bu aynı patronlar AKP iktidarlarını ve Erdoğan’ı hep destekledi; diktatörlüğünü inşa ederken gıklarını çıkarmayıp içten içe memnun oldular. Asıl sorumlu olan patronlar, işlerine gelmedi mi suçu siyasilere atıyor. Sanki patronlar, ücretleri yüksek tutmak istedi de AKP engel oldu; sanki patronlar daha çok işçi çalıştırmak istedi de AKP engel oldu, sanki yasalara uydular da AKP onlara ceza kesti.
Evet ülkedeki iktidarın temel direği olan ve emek gücünün temel sömüreni olan ve bu sayede milyarlık servetlerine milyarlar katan patronlar, artık Erdoğan’ın AKP hükümetinin kullanma tarihinin bittiğini ve işçi sınıfını daha güzel aldatabilecek “yeni bir anlayışa” ihtiyaç duyuyorlar. İşçi sınıfı ise üretimden gelen gücünü kullanıp bunu boşa çıkarmalıdır. (3.11.2021)
