Suriye’de sorumluluğu olanlar Suriyeler üzerinden siyaset yapıyor
Akdeniz gerginliği nedeniyle Avrupa Birliği’nin, malı yaptırım uygulama kararı sonrasında hükümet üyelerinden Suriyelilerin tehdit olarak gösterilmesi yeniden başladı.
Son açıklamalara göre 4.5-5 milyon civarında Suriyeli Türkiye’de. İstanbul’da kayıtlı 500 bin kişiye rağmen 2 milyon civarında Suriyeli olduğu açıklandı. İçişleri bakanlığı, Suriyelileri kayıt olmaları ve kayıtlı oldukları illere dönmeleri için 20 ağustosa kadar süre açıkladı. Bir yandan da hem Sığınmacıların, sağlık hizmetlerinde katkı payı ödemesi kararı hem de suça karışan veya karışma ihtimali olanların sınır dışı edilme kararı alındı. Yani yoksul Suriyelilerin yaşamı gittikçe zorlaşıyor.
İktidar, yaptığı anlaşmaya uyduğu halde verdiği sözü tutmayan; göçmen almayıp para göndermeyen AB’nin yeni kısıntısı üzerine, Suriyelilere yaptığı masrafı en yoksullardan başlayarak kısıyor. Çünkü Suriye’ye dönme çağrısına bir yolda sadece 300 bin kişi uydu.
Savaşın bitişi, siyasi çözüm süreci pazarlıkları nedeniyle uzuyor. AB’ye karşı esip gürleyen iktidar, siyasi çözümü uzatan tarafların başında geliyor. Çünkü Suriye’de Kürtlere özerklik veya başka bir siyasi hak tanınmasına karşı çıkıyor; bir yandan da Suriye’nin bir bölgesinde, Türkiye’nin güvenliği gerekçesiyle askeri güç bulunduran ülkelerden biri. Ayrıca Suriye rejiminin denetiminde olmayan İdlib şehrindeki dinci gerici silahlı milislerin koruyucusu ve Türkmenler üzerinden barış sürecinde taleplerde bulunan ülkelerden biri. Tüm bunlar siyasi süreçteki çıkar tartışmalarını ve dolayısıyla çözümü uzatıyor.
İktidar çevreleri, sokaklarda dilenen, izbe yerlerde barınan, can güvenliği olmadan en düşük ücretle çalışan Suriyelileri hiç umursamıyor. İşine gelince “misafir” diyor, işine gelince “salarız” diyerek eşya gibi kullanıyor.