Öfkeyi kamçılayan aday
Nisanda yapılacak olan seçim için mevcut cumhurbaşkanı Abdelaziz Buteflika’nın beşinci dönem adaylığının açıklanması, kitlelerin isteklerinin dikkate alınmaması, küçümseme, önemsenmeme ve aşağılamanın işareti olup, tüm Cezayir’de öfke patlamasını tetikledi.
Açıklamadan birkaç gün sonra, rejime karşı düşmanca sloganlar atan 100 kadar gencin küçük protesto videosu, çok uzun süre sosyal medyada dolaştı. 16 Şubatta Kherrata’da binlerce insan protesto gösterisi yaptı. Hükümetin korkutma ve tehditlerine rağmen, 22 Şubatta yeni bir protesto yapma çağrısı, o zamana kadar görülmemiş bir yankı yarattı. Annaba, Setif, Becaye, Oran’dan Ouargla’ya kadar bütün ülkede kalabalık eylemler, gösteriler yapıldı.
Bunlara paralel olarak, bütün muhalif partiler, iktidar gibi, kitlelerin harekete geçmesinden korkarak, gösterilerinden kendilerini ayrı tutmaya çalıştı. Ancak protestocular, 22 Şubatta, 2001’den beri Cezayir’de yürürlükte olan yasağa meydan okuyor, karşı çıkıyordu. Birçok kortej, rejim karşıtı sloganlarla başkenti baştan başa geçti. “5. dönem cumhurbaşkanlığına hayır”, “Kahrolsun düzen”, “Katil iktidar!” Ayrıca kulisten yöneten cumhurbaşkanının kardeşini hedef alan “Ne Buteflika ne Said” gibi sloganlar da attılar. Kemer sıkma politikaları ve kitleleri küçümseyen aşağılayıcı davranışlarıyla nefret edilen başbakan da “defol” denerek hedef alındı. Kardeşliğe davet edilen polis, çok az müdahale ederken, eylemler sürdü. 26 Şubatta, öğretmenlerin %65’i grevdeydi. Bütün üniversiteler, protesto çağrısına kitlesel katıldı.
Birçok yerde göstericilere, liseliler ve kalabalık mahallelerdeki gençler katıldı. Başkent Cezayir’de, üniversitelileri tutmak için güvenlik gücü yerleştirilmesi, yeterli olamadı, öğrenci grupları Cezayir kenti merkezine ulaştı. Eylemler, 1 Martta ve aday dosyalarının teslim edildiği 3 Martta da sürdü.
20 yıldır iktidarda
1999’dan beri iktidarda olan 82 yaşındaki Buteflika, hasta, yürüyemiyor, beyin damarlarındaki tıkanık nedeniyle bazı beyin fonksiyonlarını kaybettiği için 2013’ten beri kamuoyu karşısında bir tek kelime etmedi. Resmi törenlerde, önünde saygıyla eğilmesi gereken çerçeveli bir resimle temsil ediliyor. Bu gösterilerden midesi bulanan nüfusun çoğunluğu, işe biraz mizah katarak Buteflika’yı “Abdel çerçeve”, “mumya”, ya da yaşadığı yerin ismini kullanarak “Zeralda’nın hayaleti” diye anıyor.
Rejimin değişik kesimleri, Buteflika iktidarının sürmesiyle devamlılığı ve istikrarı seçtiklerini düşünüyor. Bağımsızlık savaşından hayatta kalan son kişilerden biri olarak mücahid geçmişi ona tarihi bir meşruluk kazandırıyor. Aynı zamanda 1990’lı yıllardaki, ordu-islamcı çatışmasına ve 100 bin kişinin ölümüne yol açan iç savaşa nokta koyan kişi. Ancak bugün, sadece basit bir iktidarda kalma kararı, tüm hoşnutsuzluğa yol açıyor.
Ülkenin güneyindeki Adrar’da 24 Şubatta, petrolün millileştirilmesi ve UGTA’nın (Cezayirli Emekçilerin Genel Birliği) kuruluşunun yıldönümünü birlikte kutlayan resmi heyetin karşılanma töreni, tepkinin göstergesi oldu. Protestocular, Buteflika kadar UGTA’nın kurucusu Sidi-Saïd’i de yuhaladı. Sidi-Saïd başkanın bilançosuyla, barışı getirmesiyle böbürlendi, “evlerin, fabrikaların yakıldığı döneme geri mi dönmek istiyorsunuz?” diyerek tehdit etti. Ancak böyle sözlerin hiç etkisinin olmadığı görülüyor.
Derin sosyal hoşnutsuzluk daha da derinleşiyor
42 milyon nüfuslu ülkede, nüfusun %45’nin yaşı 25’ten küçük. Gençlerin çoğu karanlık yılları, şiddeti, yaşamadı sadece mevcut rejimi tanıdı. Gençliğin çoğunluğu daha eğitimli, diplomalı iken, işsizliğe, güvencesiz, geçici işlerde ya da düşük ücretle çalışmak zorunda kalıyor. Gençlerin toplandığı statlar, öfkenin ifade edildiği alanlara dönüştü. Futbol maçlarında artık gençlerin büyüyen yoksulluğu, sefaleti, iktidarın aşağılamalarını ve yolsuzlukları protesto eden şarkıları duyuluyor. Buteflika’nın adaylığı, giderek kötüleşen ve hiç bir gelecek sunmayan bu sosyal durumun uzayacağının ilanı gibi görülüyor. Bu durum, öfkeyi statlardan sokaklara taşırıyor.
Sonuç olarak Cezayir’in yoksullar sınıfı, krizin bedelini çok pahalıya ödüyor. Cezayir para birimi Dinar’ın enflasyon ve devalüasyonla değer kaybetmesiyle satın alma gücü çöktü. 130 avroya eşit olan asgari ücret yaşamaya izin vermiyor. Son yıllardaki boyun eğişten sonra, Buteflika’nın 5. dönem iktidarına karşı yapılan itiraz, umut ve coşku yaratıyor. Her yerde, adaletsizlik üzerine tartışma başlıyor: “Ülkenin zenginliği nereye gitti? Petrol parası nerede? Neden bunca yoksulluk ve sefalet var?”
Cezayir’de bu günlerde ifade edilen; Buteflika’nın yeniden adaylığının da ötesinde, derin bir sosyal öfke.
5. döneme karşı çıkmayı herkes kabul ediyor ve durumdan hoşnut olmayanlar harekete geçiyor. Ancak, bir çıkış yolu bulmak için yoksullar sınıfının öfkesinin yöneticilere; krizin sonuçlarını sadece onlara ödetmeyi bilmesi rejime karşı somut mücadele hedeflerine yönelmesi gerekiyor. LO (04.03.19)