Asgari ücret zammı hayat pahalılığının çok gerisinde
Asgari ücret artışını medyada bu şekilde duyuran haber sitesi, tepki üzerine haberi sildi. Tüm diğer ülkeleri dolar ile gösterip Türkiye’de lira verip göz boyamasının dikkatlerden kaçacağını düşünmüş olmalı. Bu çarpıcı örnek asgari ücrete ilişkin gerçeği anlatıyor. Artışa karşın asgari ücretin dolar karşılığı yıllık 4.350 lira.(dolar 5.30 lira)
Asgari ücret;, 2019 yılı için 2.020 lira oldu. 6 milyon ücretliyi doğrudan, diğer çalışanları ve emeklileri dolayla olarak etkileyen asgari ücrete %26.05 oranında, 417 lira zam yapıldı. Her zamanki gibi patronların istediği rakama imzalandı.
Patron temsilcisi, 2 bin liranın üzerini kabul etmeyiz demişti. 2 bin liranın üstüne enflasyon zammı isteyen hatta Fransa örneğini veren Türk-İş başkanı da uslu uslu imzayı bastı. 2016’da asgari ücretin TÜİK rakamının altında açıklanması gündeme getirildiği için bu sefer TÜİK, rakamlarını buna göre ayarlamıştı. Asgari geçim tutarını ’ağır’ statüdeki işlerde 2.213 lira 40 kuruş, ’orta’ statüdeki işlerde 1978 lira 80 kuruş, ’hafif’ statüdeki işlerde 1841 lira 40 kuruş olarak tespit etti. Sanki kuruşlarla bir şey satın alınabilirmiş gibi, hatta bir liraya bir şey satıyormuş gibi…
Bütün bunlar, sanki ince hesaplar yapıldığı izlenimi vermek için. Oysa bu rakamlar işçiyi, sadece karnı doyurulması gereken bir varlığa indirgiyor. İşçilerin sosyal ihtiyaçları yokmuş gibi düşünülüyor. Patronların, işçinin sırtından aldığı kâr, kasalarında biriken para, devletin kestiği vergi hiç gündeme getirilmiyor.
Asgari ücretin üzerine AGİ eklendiğinde, evli ve 3 çocuklu bir işçinin eline, “135 lira” fazla; 2.155 lira geçecek. Çocuk başına aylık 45 lira; yeter de artar bile...
Asgari ücretin artış oranı, bugün için resmi enflasyon rakamı civarında görünüyor. Aslında bu tam bir aldatmaca. Bugüne kadar, gelecek enflasyona göre hesaplanıyordu, çünkü hiç tutmasa da enflasyonun düşeceği ileri sürülüyordu. Oysa açıklanan ekonomik programda önümüzdeki yıl enflasyonun %20’nin çok üstünde olacağı şimdiden öngörülüyor. Zaten bugün bile mevcut enflasyon; işçilerin ücretlerinin üçte birini harcadıkları gıda fiyatlarındaki artış, çok daha yüksek. Erdoğan’ın açıkladığı indirimle bile elektirik ve doğalgaza daha fazla zam geldiğini faturalardan görüyoruz. Demek ki zam oranı, işçi sınıfının bugünkü satın alma gücünü korumaya bile yetmeyecek. İşçiler, yoksullaşacak.
Buna karşın Erdoğan, asgari ücret üzerinden patronlara yapılan tüm teşviklerin devam edeceğini, hatta süresinin uzatılacağını açıkladı. Bu teşviklerin uzun bir listesi var, asgari ücretin önemli bir kısmı patronun kasasından değil, devletin kasasından çıkıyor. Ancak işçinin ürettiği tüm kâr, elbette patronun kasasına giriyor.
İşte böyle bir düzende, işçi sınıfının büyük çoğunluğunun yaşam düzeyi, üyesi olmadıkları sendika bürokratları ve patronlar tarafından belirleniyor. Devlet de işçileri bu ücrete mecbur kılmak için her türlü kısıtlamayı yapıyor. İşçi sınıfının daha iyi yaşam, hayat pahalılığından korunmak için mücadele etme hakkı elinden alınıyor. (01.01.19)