Sinif Mucadelesi

Paket üstüne paket açıklanıyor ama… Kapitalist ekonomi ne cilalanıyor ne de yama tutuyor!

Pazar 14 Aralık 2008

Patronlar, “ekonomik krizi fırsata dönüştürebiliriz” diyen başbakanın sözünü gerçekleştiriyor. İşçi çıkarılması, ücretlerin ve mesailerin ödenmemesi, ücretsiz izin, sigorta primlerinin yatırılmaması, başka fabrikalarda çalıştırma ve daha birçok başka uygulama neredeyse her yerde! Ama hepsi patronların kasalarını şişiriyor, işçinin ekmeğini küçültüyor çoğu zaman da yok ediyor!

Birbiri ardına açıklanan paketler, patronlara kredi ve teşvik vermek, devlete ödemeleri gereken vergi ve primleri almamak, borçlarını silmek, kısacası yine patronların kasalarını doldurmak için düzenlenmiş. İşçiler için bir tane düzenleme yok! Tam tersine, şimdi en çok kullanılacak olan işsizlik sigortası fonunda biriken paranın da patronlara verilmesi konuşuluyor.

Bu düzende hükümetler, sadece ve sadece patronların çıkarlarını korumak, geliştirmek, işçi sınıfını baskı altında tutmak için çalışıyor. Onlar, patronların bir maşası. Bugün Hükümetlerin aldığı kararları doğrudan patronlar alsa, tepki görecekti ama bu kararları hükümet alınca daha az tepki görüyor. Hükümetler işte sadece bu işe yarıyor, burjuvazinin hakimiyetini, pis bir örtü ile gizlemeye…

Emekçiler, patronların kasalarının dolu olduğunu biliyor. Hatta bunu başbakanın kendisi de söyledi.

Önce, en çok feryat eden banka patronlarına kızan Erdoğan, bu yıl bankaların, tıpkı geçen yıl gibi 11 milyar YTL kârda olduğun açıkladı. Ardından, sanayici patronlar feryat edince, onların da bankalarda 30 milyar YTL faizde işlettikleri veya devletin hisse senedine yatırdıkları paraları olduğunu söyledi. Başbakan onlara kızıyor gibi görünüyor, hatta her patronun bir işçi almasını önererek, her kesimin derdine koşuyormuş gibi yapıyor. Zaten patronlar da bu öneriye güldüler, sadece.

Patronların IMF ile anlaşma yapılmasını istemelerinin nedeni, IMF’nin vereceği her kuruşu, belirli ekonomik kararların ve düzenlemelerin yapılmasına bağlamasıdır. Emeklilik yaşının yükseltilmesi, SSK hakkının kısıtlanması gibi. Yani patronlar, seçim nedeniyle hükümetin emekçilere kemer sıktırmaktan vazgeçmesini önlemek için sağlam kazık ve emekçilere gösterecek bahane istiyor.

Ne patronların ne de hükümetin sözde önlemleri işçilerin gün be gün yaşadıklarını önlemeyecek. Bir ay önce “kriz bize dokunmadan” geçecek diyen başbakan, bugün aynı rahatlık ve bilgiç tavrıyla “kriz tepe noktasına ulaştı” diyor. Yani, az sabredin, sesinizi çıkarmayın, demeye getiriyor.

Başbakanın aksine, tüm dünyada krizin daha da derinleşeceği, hatta dibinin nereye kadar ineceği, etkilerinin ne kadar yıkıcı olacağının bilinemediği söyleniyor. Düzenen uzmanları bile İkinci Dünya Savaşı’na neden olan 1929 krizini hatırlatıyorlar.

Artan işsizlik ve enflasyon tam da benzer işaretler. Başbakan ve patronlar karşılıklı gülüyor ama belki işçi almak değil ama işçi çıkarmanın yasaklanması krize karşı alınabilecek en basit ve etkili önlemlerden biridir. Birçok yerde, üretim artarak devam ettiği halde işçi çıkarılıyor, ya da ücret ödenmediği için ailesini geçindirmek zorunda olan işçi çıkmak zorunda kalıyor. İşsizlik, krizin daha da yayılmasına neden oluyor. Ama her şeye gücü yeten devletin patronlara gücü yetmiyor!

Bununla birlikte, patronlara değil doğrudan üretimin devamı için para vermek gerekiyor. Çünkü patronlar, paralarını kâr oranları düştüğü için üretime yatırmıyor, fabrikaları küçültüyor ya da kapatıyor. Bu da krizin çapını büyütüyor.

Aslında, tüm bunların ötesinde belirli aralıklarla, sürekli olarak kriz üreten, kâra dayalı bu kapitalist ekonominin kendisinin ortadan kaldırılması gereklidir. Toplumun ihtiyaçları temelinde bir ekonomi örgütlemenin olanağı vardır, zamanı da geldi! (01.12.08)


Ana sayfa | İletişim | Site planı | |

Site yaşamını izle tr  Site yaşamını izle Arşiv  Site yaşamını izle Arşiv 2008  Site yaşamını izle Sınıf Mücadelesi Sayı : 126 - 6 Aralık 2008  Site yaşamını izle Başyazı   ?