Sinif Mucadelesi

Ekonomik kriz kendini hissettiriyor: Hükümetler emekçilere değil, krizin sorumlusu patronlara yardım ediyor!

Perşembe 13 Kasım 2008

Önceleri, krize karşı önlem alınmasını isteyen patronlara, muhalefetle, herkesle kavga edip “hamdolsun iyiyiz” lafını ağzından düşürmeyen başbakan, şimdi patronlarla toplantı üstüne toplantı yapıyor. Ama kriz, onlardan daha hızlı hareket ediyor.

Ekonomik kriz, bizde kendini dünyada olduğu gibi banka iflaslarıyla değil, işyerlerinde ücretsiz izinler ve artın enflasyonla hissettiriyor. Resmi açıklamaya göre yıllık enflasyon üretici fiyatları için yüzde 13.29, tüketici fiyatlarında yüzde 11.99 olarak açıklandı. Bu ay, bu rakamlara, sadece bu yıl yılda vergiler dahil fiyatı yüzde 85 atan doğal gazın etkisi de eklenecek. Kış için gerekli her şey ateş pahası oldu!

Hükümet, diğer ülkelerde olduğu gibi, zamlar yoluyla emekçilerden topladıklarını da ekleyerek, kriz ortamından yararlanmak isteyen patronlara aktarmak için devlet kasalarını açıyor.

Ancak, birçok ülkede olduğu gibi devletlerin bankalara verdiği yüz milyarlar yangını söndürmediği gibi, daha da büyütüyor. Bankacılar, vurgunculuktan niye vazgeçsin? Çünkü eğer yine para kaybederlerse devlet garantileri devam ediyor ve kazandıklarında ise para ceplerine iniyor.

Bir yandan mali vurgunculuk devam ediyor diğer yandan üretim ekonomisi kredi yetersizliği ve kitlelerin satın alma gücünün düşmesi nedeniyle boğuluyor.

Avrupa devletlerinin ve ABD’nin mali sisteme aktaracağı milyarların duyulmasının ardından borsalar yeniden yükselişe geçti. Ama fazla uzun sürmedi. “Yatırımcılar” yani kapitalist sınıf, hükümetlerin kamu parasını alıp onlara vermesinden dolayı çok sevindiler ama bu şevk ancak iki gün sürdü. Yani uygun zamanda vurgunculuk yapıp kazanç sağlamayla sınırlı kaldı. Ardından yine borsadaki hisseler inişe geçti ve o zamandan beri de borsa sürekli inip çıktığı için istikrar sağlanamıyor.

Borsa, kapitalist ekonominin bir nevi termometresi. Borsada hisse senetlerinin değer kaybetmesi, parası olan kapitalistlerin, bu paraları şirketlere yatırım yaparak ve hatta hisse senedi alarak bile kullanmak istemediklerini gösteriyor. Ekonomik durgunluk nedeniyle artık eskisi gibi alışık oldukları yüzde 10 veya 15 kazanç sağlayamayacaklarını görüyorlar.

Mali krizin ötesinde genel olarak kriz daha da büyüyor ve üretim ekonomisini de etkiliyor. İşyerleri durgunluğun daha da kötüye gideceğini öngörerek talebin azalacağını varsayarak üretimi azaltıyor, emekçilerin bir kısmını sokağa atıyorlar. Devlet başkanları ve bakanlar, uluslararası finans düzeninin tamamen değiştirileceğinin sözünü veriyor. Çözüm olmayan çözümler bulacaklar. Devlet daha çok katkıda bulunacak ama bu bir şey değiştirebilecek mi? Çünkü ekonominin temel motor gücü yine kâr olmaya devam edecek.

Kriz öncesi yıllarda kapitalistler çok kazandı. Bunu emekçileri ücretleri dondurarak, iş temposunu arttırarak, daha az emekçi ile daha çok üretim yaparak elde ettiler. Ve kârlarını önemli ölçüde arttırdılar. Uşakları olan siyasetçiler ve medya ileri gelenleri, devamlı olarak kârın yüksek olmasının ekonomi için çok iyi olduğunu tekrarladılar!

Bu kârı üreten emekçiler için kâr, neye yaradı? Hiçbir şeye! Genel olarak toplumda neye yaradı? Yine hiçbir şeye! Kamu hizmetlerini iyileştireceklerine daha da kötüleştirdiler. Sosyal harcamaları arttıracaklarına azalttılar. Aslında biriken büyük kâr, toplum için bir işe yaramadığı gibi topluma za-rar verdi.

Ekonomiyi ahlaklı hale getirmek onu insanlığa daha yararlı hale sokmaktır. Bunun anlamı, ekonominin bir avuç insanın servet edinmesi için değil herkesin ihtiyacını karşılamak için düzenlemektir. Bu da ancak bugünkü ekonomik sistemi kökten değiştirmekle olabilir. İşyerlerini ve bankaları büyük kapitalist gurupların özel mülkiyeti olmasından çıkarmalıyız. Böyle bir şey patronların ve bankacıların hizmetinde olan hükümetlerle mümkün değildir. Bu eninde sonunda onlara karşı olacak. (06.11.08)


Ana sayfa | İletişim | Site planı | |

Site yaşamını izle tr  Site yaşamını izle Arşiv  Site yaşamını izle Arşiv 2008  Site yaşamını izle Sınıf Mücadelesi Sayı : 125 - 7 Kasım 2008  Site yaşamını izle Başyazı   ?