Sinif Mucadelesi

Suriye’de savaşa hayır!

Cuma 7 Ekim 2016

Ordunun, Suriye’deki savaşa dahil olması, siyasi ve medya kampanyasıyla destekleniyor. Kürt illerindeki cenazeler öne çıkarılırken, Suriye’de ölen gençlerden çok az söz ediliyor. Öldürülenlerden ise DEAŞ’lı denip geçiliyor.

Erdoğan, Suriye’ye ordunun girişini ve ilerleyişini, sanki ABD’nin ve Rusya’nın itirazlarına rağmen Türkiye’nin güvenliği için yapılmış gibi anlatıyor. Oysa ABD yetkilileri, üç yıldır istediklerini açıkladı. ABD ve batı, kendilerine sorun yaratan Suriye’deki durumu, kendileri için sorun olmayan bir seviyeye indirecek taşeron arıyordu. Önce Rusya, kendi çıkarları da nedeniyle devreye girdi, sonra bölgedeki Kürt örgüt PYD, ABD tarafından kullanıma hazır hale getirlid şimdi de Türk ordusu ihaleyi aldı.

ABD ve batı en başta, şimdi Türkiye’nin desteklediği
Özgür Suriye Ordusunu kullanmak istemiş ama sonuç alamamıştı. Çünkü ÖSO’yu oluşturan küçük guruplar, bir yandan kendi içlerinde çarpışıyor ve söz dinlemiyor diğer yandan ABD’den aldıkları eğitim ve silahlarla IŞİD’e katılıyorlardı.

Türk devleti, şimdilik Kürt düşmanlığı temelinde ÖSO’nun bir parçasını denetimi altında tutuyor. Ancak ne kadar sürer, bilinmez.

Erdoğan, emperyalist devletlerin siyasetlerinin neden olduğu Suriye savaşını, yine emperyalizmin çıkarları çerçevesinde çözmek için kan döküyor. Kararlar, esasta ABD ve Rusya arasında alınıyor ama Erdoğan, sanki onlara rağmen iş görüyormuş gibi konuşuyor ve uygun gördüklerini dayatıyor.

Bunu yapabilmesinin nedeni, Suriye ve IŞİD için bugüne kadar kullanılan güçlerden çok daha büyük bir gücü, NATO’nun ikinci büyük ordusunu harekete geçirebilme olanağına sahip olması. ABD ve Rusya’nın, bir “anlaştık” bir “anlaşamadık” diye zaman kazanarak, belki de işi bitirmesini beklediğini, özellikle göç ve terör saldırıları nedeniyle, petrol ve doğal gaz geçiş yollları tehdit altındayken kendisine mecbur kaldığını biliyor.

Böylece bir yandan 15 Temmuz’da, neredeyse elinden kayıp giden ordunun denetimini yeniden eline alırken diğer yandan generalleri her dönem geçer akçe olan Kürt düşmanlığı yoluna sürmüş oldu.

Erdoğan ile ABD arasındaki işbirliği ne kadar sürer bilinmiz. Ancak işbirliği bittiğinde eğer Erdoğan, başına buyruk davranmaya devam ederse sadece kendisi için değil, herkes için ağır sonuçları olabilir.

ABD tarafından iktidardan düşürülüp asılan Saddam, ABD için 8 yıl boyunca komşusu İran ile savaşmıştı. Ancak savaşın getirdiği yıkımın karşılığını almak için başına buyruk davranınca sadece o değil, tüm Irak halkı, ABD tarafından hala süren korkunç duruma sürüklendi.

Libya’nin eski diktatörü Kaddafi de saraylarda ağırlanmıştı ama saklandığı sığınakta öldürüldü. Libya, paramparça, kitleler, acı içinde.

Gerçi Erdoğan kıvırmasını çok iyi biliyor: İleri demokrasiden OHAL’e, dostum Esad’tan düşmanım Esed’e, İsrail ile plajlarda çocuk öldürmeyi iyi bilirsinizden 20 milyon dolarlık anlaşmaya, Rusya ile gene düşürürüzden özür dilemeye, hızla geçti. Tıpkı “açık kapı” siyasetinden Suriye sınırına kilometrelerce duvar örülmesine geçtiği gibi. Üstelik bunu, mültecileri kabul etmek istemeyen Batılı yöneticileri eleştirirken yapıyor.

Suriye’ye askerin gönderilmesi, kitlelerin desteklediği bir siyaset değil. Bu nedenle Kürt düşmanlığı ve Türk millyetçiliği ekseninde açıklanıyor. Irak’tan sonra Suriye’de Kürt devletine izin verilmeyeceği söyleniyor. Oysa Türk devleti, Irak Kürdistan yönetimiyle işbirliği içinde. Hatta o kadar yakın ki “çözüm sürecinin” yeniden başlatılması için HDP yönetimi, daha önceleri “hain” diye aşağıladığı Barzani’ye gidip yardım istedi.

Suriye’de Kürt bölgesinin oluşumu devletin sorunlarından biri olabilir ancak ucunda tatlı kazanç, iş yapma, kâr olanağı görünürse Irak’taki gibi her yola gelinir.

Çıkarlara, silahla ya da siyasetle ulaşılırken Suriyeli ve Türkiyeli kitlelerin, Kürt, Arap ve diğer halkların katledilmesi, acıları, artıyor. Emperyalistlerin Ortadoğu’da ve her yerde uyguladıkları bu siyesetleri, bugün Erdoğan’da kullanıyor. Bedelini ve sonuçlarını yine kitleler ödeyecek. (04.10.2016)


Ana sayfa | İletişim | Site planı | |

Site yaşamını izle tr  Site yaşamını izle Arşiv  Site yaşamını izle Arşiv 2016  Site yaşamını izle Sınıf Mücadelesi Sayı : 220 - 7 Ekim 2016  Site yaşamını izle Siyasetin Gündemi   ?