Sinif Mucadelesi

80 yıl önce İspanya’da sosyal devrim

Cumartesi 6 Ağustos 2016

17 Temmuz 1936’da general Franko orduyu, hükümeti devirmek için ayaklanmaya çağırdığında, hiç kimse şaşırmamıştı. Çünkü 1931’de seçimle krallık rejimine son verilmesiyle kurulan yeni cumhuriyeti yıkmak için hem ordu hem de aşırı sağ çevrelerde bir sürü hazırlık vardı.

Aradaki 5 yılda, bir yandan hakimler sınıfı, desteklediği askeri güçler ve gerici partiler ile diğer yandan yoksul köylüler ve emekçiler arasındaki çatışma hiç durmadı.

Darbenin başını çeken general Franko, biliniyordu. 1934’te Asturies bölgesindeki madenci ayaklanmasını bastıran generaldi.

Askeri darbeye karşı işçi sınıfı ile köylülüğün tepki göstermesi de bir sürpriz olmadı. İşçi sınıfı yürütmüş olduğu çetin mücadeleler sonucu güçlü, mücadeleci bir örgütlülüğe sahipti.

19’unca yüzyılın sonralarına doğru gelişen sendikalar ve siyasi örgütlerde anarşist akım, Ulusal İşçi Konfederasyonu (CNT) ve İbirya Anarşist Federasyonu (FAİ) aracılığıyla belirleyici rol oynuyordu. Aynı zamada, UGT işçi konfederasyonunu yöneten güçlü bir Sosyalist Parti oluşmuştu. Partinin ülke geneline yayılmış güçlü bir militan ağı vardı. Ayrıca Stalinci SSCB’ye bağlı ama 1936 yılında sınırlı bir etkisi olan Komünist Parti ve de Birleşik Marksist İşçi Partisi (POUM) vardı. POUM hem İspanya hem de uluslar arası seviyede Stalinci siyasete karşı tavır aldı. POUM da çok küçük bir örgüttü ama Katalonya bölgesinde, önemli bir etkinliğe sahipti. İşte Franko’nun askeri darbesine karşı tüm bu güçlerden kaynaklanan çok önemli bir tepki geldi.

Askerler, yeni cumhuriyeti kolayca devirebileceklerini sanmıştı. Şubat 1936’da yeni seçilen hükümette sol partilerin Halk Cephesi etrafında çoğunlukta olmasına rağmen, hükümeti kolayca emirleri altına alabileceklerini ve kendi düzenlerini dayatabileceklerini sanmışlardı. Ama tam aksi oldu. Genelkurmayın girişimi, birkaç saat içerisinde farklı bölgelerde ayaklanma oldu. Askeri darbe girişimi, üç yıl sürecek feci bir savaşa yol açtı. 1939’da Frankocuların zaferi ile bitti ve İspanyol toplumuna, 1975’e kadar büyük bedeller ödetecek bir diktatörlük iktidarı ile sonuçlandı.

Üç yıl süren çatışmalar, sadece iktidarı paylaşmak bir kavga değil, işçi sınıfı ve topraksız köylüler dahil yoksul köylüler için gerçekten sosyal bir devrimdi. Bu harekete, emekçilerin büyük bir çoğunluğu katıldı.

Kitlelerin zaferi mümkündü ama mücadeleler, işçi sınıfının önderleri tarafından çıkmaz sokağa yönlendirildi.

Askeri darbeciler ve onları destekleyenlerin karşısında, kendine cumhuriyetçi diyen taraf, ellerinden gelen her şeyi yapıp devrimci ortamı sınırlandırdı ve gelişmesini engelledi. İlk başlardaki tereddüt edici ve bekle gör siyasetleri, birkaç ay içerisinde karşı devrimci bir siyasete dönüştü.

Devrimci hareketin başına geçen partiler, emekçileri sadece uyutmakla kalmayıp ihanet ettiler. Çünkü cumhuriyetçi, sosyal demokrat ve Stalinci önderlikler, farklı ama aynı doğrultudaki nedenlerle mevcut düzenin, yani burjuva düzeninin devam etmesini tercih ettiler. Bunu yaparken “bölünmemek” (yani eleştiri yapmamak) gerekir deyip siyasetlerini eleştiren veya karşı çıkanları yok ettiler.

Devrim girişimi, 1929 krizine ve yol açtığı felaketlere karşı emek dünyasının geliştirdiği bir tepkiydi. Aynı zamanda, dolaylı olsa da, Almanya’da gerici hareketin büyüyüp Nazilerin iktidara gelmesine ve emperyalist bir dünya savaşı ile sonuçlanma tehlikesine karşı da bir tepkiydi.

İspanya’daki devrimci hareket başarılı olsaydı, kaçınılmaz bir şekilde dünyada yaratacağı yankı sonucu, yeni bir dünya savaşının önünün kesilme olanağı ciddi bir şekilde gelişebilirdi.


Ana sayfa | İletişim | Site planı | |

Site yaşamını izle tr  Site yaşamını izle Arşiv  Site yaşamını izle Arşiv 2016  Site yaşamını izle Sınıf Mücadelesi Sayı : 218 - 06 Ağustos 2016  Site yaşamını izle Tarihten... Tarihten... Tarihten...   ?