Sinif Mucadelesi

İlaçlar, tekeller kârı için zehir oldu!

Perşembe 12 Mayıs 2016

Sağlık Bakanlığı, Dünya Sağlık Örgütü ile birlikte “akıllı ilaç kullanımı” kampanyası yürütüyor. Kampanya görevlileri, aşırı antibiyotik kullanımı nedeniyle verem hastalığının tedavi edilemediğini, büyük organ nakli ameliyatlarının yapılamadığını açıklıyor. İnsanları, sadece doktor kontrolünde ilaç kullanmaları için uyarıyor. Oysa tüm bu sorunlar, doktorlar eliyle yaşanıyor, zaten.

Antibiyotik, reçetesiz satılamıyor artık. Buna rağmen, tüketiminde Avrupa’da birinciyiz. Aynı zamanda obezitede, sezeryan ile doğumda da birinciyiz. Ortalama 10 bin hastayı takip eden aile hekimlerimiz ise dünyada birinci. 70 milyonluk nüfusa rağmen, yıllık 90 milyon acil servise müracaatta da dünya birincisiyiz. Sağlık harcamaları için devlet kasasından çıkan paranın artış hızında da üst sıralardayız. Ancak bu paranın çoğu, toplum sağlığı ve doğrudan hastaların tedavisi için kullanılmıyor, ilaç ve tıbbı cihaz şirketlerine ödeniyor.

Oysa ilaç şirketleri, günümüzde hayat kurtarmak yerine sadece kâr peşinde koşuyor. Avrupa, ABD’den Çin’e kadar birçok ülkede ilaç şirketleri, hastaları öldürmek pahasına yaptıkları vurgunlar ve vurgunları için siyasilere, uzmanlara dağıttıkları rüşvetler nedeniyle ceza üstüne ceza alıyor. Bir tek Türkiye’de ceza alan yok. Göstermelik soruşturmaların sonu gelmiyor. Sağlık bakanlığı ise işin başındaki ilaç şirketlerini değil, en dipteki doktor ve eczacıları soruşturuyor.

Tüm dünyada faaliyet gösteren ilaç şirketlerinin on tanesinden 6’sı, ABD’de yolsuzluk yaptıkları gerekçesiyle mahkum oldu. Jonshon and Johnson şirketinin, psikolojik hastalık için sattığı ilacın alzheimer hastalığına neden olduğu ortaya çıktı. Şirket, ceza almamak için anlaşmaya gitti ve 12 milyar dolar tazminat ödemeyi kabul etti. Bir başka ilaç şirketi olan İngiliz GSK’nın şeker ilacının, kalp krizine neden olduğu kanıtlandı. İsveç merkezli Pfizer ise benzer bir davada 2 milyardan fazla tazminat ödedi. Son olarak yine Jonshon and Johnson’ın, ülkemizde de satılan talk pudrası, yumurtalık kanseri yaptığı için bir davada 72, başka bir davada 55 milyon dolar tazminat ödemeye mahkum edildi. Novartis şirketi ise, onaylanmamış bir ilacını sattırmak için birçok ülkede rüşvetten ceza aldı. Türkiye’de ise sadece rüşvet karşılığında 85 milyon dolarlık kazanç elde ettiğine ilişkin iddialar basında yer aldı.

Dev ilaç şirketleri o kadar çok kazanıyor ki cezalar devede kulak. Pfizer, bir ilaç için 200 milyon dolar doktorlara para dağıttı, 2 milyardan fazla da tazminat ödedi ama bu ilaç için 180 milyar dolar para kazandı.

Sağlık Bakanlığının, bu dev şirketlerle ilaç, tıbbı cihaz, tedavi süreci konularında hangi anlaşmaları var, bilinmiyor. Sağlık bakanı, arada bir özel hastane ücretleri hakkında konuşuyor, normal doğumu, kürtaj yasağını savunuyor. Ancak, ilaç tekellerinin en iyi ihtimalle hasta eden, çoğunlukla öldüren zehirleri hakkında tek kelime etmiyor.

ABD ve Avrupa’da kısıtlanan ya da tamamen yasaklanan ilaçlar çoğu zaman, etken maddesinin ya da dozajının farklı olduğu, başka hastalıklar için kullanıldığı, aynı olmadıkları gibi uydurma gerekçelerle satılmaya devam ediyor. Sonuçta hasta sayısı arttığında ise doktordan, dinlenme, iyi beslenme ve iyi yaşam yoluyla hastanın iyileşmeye yönlendirilmesi değil, hem ilaç kullanımına hem de bir an önce işe dönmesini sağlaması isteniyor.

Tıpkı iş kazalarında olduğu gibi sonuçta suçlu hasta oluyor, en kötü ihtimalle de en alt düzeydeki sağlık görevlileri. (05.06.2016)


Ana sayfa | İletişim | Site planı | |

Site yaşamını izle tr  Site yaşamını izle Arşiv  Site yaşamını izle Arşiv 2016  Site yaşamını izle Sınıf Mücadelesi Sayı : 215 - 6 Mayıs 2016  Site yaşamını izle Emekçinin Gündemi   ?