Ana sayfa > Arşiv > Arşiv 2016 > Sınıf Mücadelesi Sayı : 215 - 6 Mayıs 2016 > Fabrikalardan... İşyerlerinden > Gıda
Hak verilmez, alınır
Yılllar önce çalıştığım işyerinde burnum kanadı. Durmayınca, acile götürdüler. Doktorlar, tampon yapıp kanamayı durdurdular, ardından tahlil yaptılar. Korktuğum başıma geldi. Tansiyon fırlamış, şeker yüksek ve daha başka bir sürü şey. Doktor; “sen hala çalışıyor musun, senin işin bitik, acil tedavi olman lazım” dedi.
İki gün işe gidemedim. Üçüncü gün de gidemesem, 5 senem yanacağı için notere gittim. Sağlığım bozulduğu için işten ayrılmak zorunda olduğumdan dolayı 5 yıllık tazminatımın ödenmesi için ihbarnameyi, tahlilerimle birlikte gönderdim işyerine.
Patron akşam aradı, işe dönmemi söyledi. Tahlillerimi görmedin mi diye sordum, nasıl çalışırım?
Ameliyattan sonra, biraz düzelince avukata gidip durumu anlattım. Avukat, patronu arayıp hakkımı istedi. Patron avukatını aradı, avukatı benim avukatı aradı; olumsuz cevap verdi. Sonunda dava açıldı.
Dava sürerken, aytı ay sonra, bir akraba arayıp bir adrese gitmemi söyledi. Gittiğim yer bir hukuk bürosuydu. Oradaki avukatlardan biri 8, diğeri 10 milyon teklif etti, patron adına. Ben de avukatım olduğunu, ona sormam gerektiğini, mahkemenin sürdüğünü söyledim. Patronun nasıl biri olduğunu anlattım, böyle birini savunuyorsunuz dedim. Biz paramıza bakarız, dediler. Ben de işçiyim, dedim. Avukatın biri, biz de İşçi Partiliyiz, dedi. İşçi Partisi, Behice Boran’ın zamanındaydı!
Beş gün sonra, patronun ağbisi eve geldi anlaşmak için. Mahkeme sonucunu bekleyeceğimi söyledim. Sonuçta 20 bin lira aldım, 6 bin lira avukat aldı. Ancak beni asıl sevindiren, ben çıktıktan sonra işçilerin bazı haklara sahip olması oldu. (Bir işçi)