Sinif Mucadelesi
Brezilya

İşçi Partisi, işçi sınıfı tarafında değil

Perşembe 12 Mayıs 2016

17 Nisan akşamı milyonlarca Brezilyalının, televizyondan seyrettiği çalkantılı bir Meclis toplantısında, 137 milletvekilinin hayır, yedisinin oy kullanmamasına karşılık, 367 milletvekilinin evet oyu ile devlet başkanının görevden alınması onaylandı. Aylardan beri siyasi bir krizle sarsılmakta olan Brezilya, bu olayla istikrara kavuşmadığı gibi başkan Dilma Roussef ile İşçi Partisinin (PT) iktidardan uzaklaştırılması hızlanmış oluyor.

Milletvekilleri sıra ile kürsüye çıkıp neden evet veya hayır oyu verdiklerini milliyetçi hislerle iğrenç bir şekilde doğrulamaya çalıştı. Milletvekilleri, bir yandan, yolsuzlukları bol bol teşhir ettiler ama diğer yandan, bir koltuk veya bakanlık elde etmek için son ana kadar pazarlık yaptılar.

Başkanın görevden almasını savunan tüm sağcı partiler, iktidar ortağı olup şimdi iktidardan ayrılan PMDB’de dahil, artık İşçi Partisine mesafeliler. Bu partilerin hepsi yolsuzluğa bulaşmış olmakla tanınıyor. Hatta aşırı sağcı bir milletvekili, oyunu, işkenceci bir albay olarak, aynı zamanda Dilma Rossef’e işkence yapmakla tanınan (askeri iktidar döneminde, 1964-1985, D.Roussef siyasi tutuklu idi) albay Ustra hatırasına verdi.

Bu aşırı sağ vekilin sözleri çok anlamlı; kendisine İşçi Partisi diyen ve işçi sınıfı saflarından gelen bir partinin ve askeri diktatörlüğe karşı olduğunu açıkça ifade eden güçlerin ve kitlelerin oylarıyla iktidara gelmesini hiçbir şekilde hazmedemediler. İktidar, temel olarak hakim sınıfların çıkarlarını savunmuş olsa da, bunu kabullenemiyor.

Başkanın görevden alınması taraftarlarının tertiplediği kitlesel yürüyüşler ve bunlara büyük destek veren sağ partilere bağlı medya, açıkça, ister küçük ister büyük, zenginler sınıfının kinini kustu. 2014’ten beri krizin vurduğu Brezilya’da da küçük burjuvazi, krizden çok etkilendi. 2003 ile 2010 arasında Lula başkanlığındaki İşçi Partisi iktidarından, ki bu dönem bir ekonomik refah dönemiydi, sadece düşük ücretlere yapılan zamları ve de yoksul ailelere verilen yardımları hatırlıyor.

Örneğin Le Monde gazetesine verdiği bir mülakatta bir memur çift: “Brezilya yoksul bir ülke, olmayan bir şeyi vermeyiz, diye ifade ettiler” dedi. Gazeteci ise bunu uygun bir şekilde şöyle yorumladı: “Bu çift, İşçi Parsine, evlerinde ucuz bir kadın hizmetçiyi çalıştırma imkanını engellemesinden dolayı öfkeli.”

İşçi Partisinin kriz ortamında takındığı tavır da çok anlamlı: Dilma Roussef’i desteklemek için sağın yaptığı gibi kitleleri harekete geçirmek istemiyor. İşte esas sorun burada!

Kitleleri yakından ilgilendiren sağlık ve eğitim harcamalarında önemli kesintiler yapan, memur sayısını azaltan, enflasyon %10’larda seyrederken asgari ücreti bile donduran bir başkanı, kitleler eyleme geçerek neden desteklesin? Bir kamu şirketi olan Petrobras (petrol şirketi) yoluyla zimmetine büyük miktarda para geçirdi, yolsuzluğa bulaştı. Diğer yanda Petrobras, 2 yıl içerisinde 170 bin personel azalttı ve de işsizlik patlama aşamasındayken kitleler, neden İşçi Partisini desteklesin?

İşçi Partisi, geçmişinden ve özellikle de kurucu liderinin geçmişteki konumundan dolayı emekçiler arasında çok büyük desteğe sahipti. Ama maalesef hem Lula hem Roussef, devlet başkanlıklarında bu desteği, 13 yıl boyunca, maden ocakları sahiplerine, büyük çiftlik sahiplerine ve diğer bütün patron çevrelerine hizmet etmekte kullandılar. Ekonomik krizin Brezilya’yı vurmasından önce İşçi Partisi, üretilen devasa zenginliğin bazı kırıntılarını en yoksullar leyhine merhem gibi ama çok az kullandı. Bugün, bunu bile yapmıyor ve desteğini yitirdi.

İşçi Partisine rakip olan partiler ise son durumu, partiyi bitirmek için kullanıyor. Bu partiler, İşçi Partisine, Lula ve Roussef’e, “ekonomiye çok müdahale ettiler”, “yatırımcıları korkuttular” gibi suçlamalarda bulunsa da, iktidara gelir gelmez aynı siyaseti sürdürecekler. Bu partiler, Brezilya gibi dev bir ülke iktidarının sunduğu muazzam çıkarlardan rahatça nemalanmak için siyasi kriz yaratmaktan hiç de çekinmediler.

Emekçiler ve yoksullar, İşçi Partisinin ve liderlerinin düştüğü duruma üzülmemeli, çünkü onlar, emekçi ve yoksulların çıkarlarını temsil etmiyor.

Emekçiler ve kitleler, kendi öz çıkarlarını savunmak için olanaklarını kullanıp kendi örgütlerini inşa etmeli. Çünkü patronların ve kurulan yeni hükümetin, ne olursa olsun, yapacağı ilk iş, ekonomik krizin bedelini onlara ödetmek için acımasız bir savaş yürütmek olacak. LO (22.04.2016)


Ana sayfa | İletişim | Site planı | |

Site yaşamını izle tr  Site yaşamını izle Arşiv  Site yaşamını izle Arşiv 2016  Site yaşamını izle Sınıf Mücadelesi Sayı : 215 - 6 Mayıs 2016  Site yaşamını izle Uluslararası Gündem   ?