Sinif Mucadelesi

Ergenekon ve öncesi

Pazartesi 15 Eylül 2008

Yeni Genelkurmay Başkanı’nın emriyle, hapiste tutuklu bulunan general eskilerinin ziyaret edilmesi oldu. Bu ziyaret, ordu ile Ergenekon arasındaki doğrudan bağlantıyı, köklerinin orduda olduğunu gösteriyor.

İkinci Dünya Savaşı’ndan kısa bir süre sonra Sovyetler Birliği ile emperyalist ülkeler arasında "soğuk savaş" dönemi başladı.

İşte bu soğuk savaş çerçevesinde, ABD’nin öncülüğünde NATO çatısı altında sözde "özgür dünyayı" komünist tehlikesinden korunmak amacıyla Türkiye de dahil olmak üzere bütün Avrupa ülkelerinde ordular içerisinde "derin devlet" denilen sivillerle de bağlantısı olan gizli askeri güçler oluşturuldu. Bunun en tanınmış örneklerinden biri İtalya’daki Gladio’dur.

Gladio, İtalya’da işçi sınıfı mücadelesinin önemli boyutlara çıktığı bir dönemde "tansiyonu arttırma stratejisi" uygulayarak, bazı tren istasyonlarına patlayıcı gücü yüksek bombalar yerleştirdi ve bunun sonucu olarak birkaç yüz insan öldü. Suç ise, anarşist militanların üzerine atıldı. Amaç, yeni gelişen işçi sınıfı mücadelesine set çekmekti.

Basında çıkan haberlere göre Türkiye’de komünizme, işçi sınıfına karşı oluşturulan bu gizli terör örgütlenmesi ilk kez, Stratejik Taktik Kurulu (STK) adı altında ABD’de eğitim gören Tuğgeneral Daniş Karabelen tarafından Milli Güvenlik Kurulu’nun (MGK) yetkilendirmesiyle 27 Eylül 1952’de kuruldu.

Bu kaynaklara göre 1948’de ABD’ye "özel harp" kurumları ve strateji eğitimi için gönderilen 16 subay STK’nın resmi çekirdeğini oluşturdu. Bunlar arasında Turgut Sunalp, Arpaslan Türkeş de vardı. STK’nın ilk icraatı, Kore’ye asker göndermeyi tertiplemek oldu.

Aynı çevrelerde ABD’nin askeri yardımları yapan kuruluşu (JUSMAT), ordu içinde STK’ya özel seçilmiş subaylarla irtibatlandı.

1970’li yıllarda dairenin başkanlığını yapan Orgeneral Kemal Yamak, ABD’nin düzenli olarak her yıl 1 milyon dolar verdiğini açıklamıştı.

STK, 1967’den sonra Tuğgeneral Cihat Ayol tarafından Özel Harp Dairesi’ne (ÖHD) dönüştürüldü ve "ordu içindeki gizli ordu" olarak anıldı. ÖHD, 1994’te Özel Kuvvetler Birliği (ÖKB) olarak adını değiştirdi.

STK, ÖHD, ÖKB, Ergenekon, JİTEM veya daha farklı bir isim altında olursa olsun "gayri nizami kuvvet" diye isimlendirilen bu karanlık güçler, pek çok karanlık olaydan sorumlu tutuldu. Bu birimlerin, "korkutma, panik yaratma, sabotaj ve karşı güçler içine uzanarak haber alma" gibi yöntemler kullandığı medyada bile yazılıyor.

Eski MİT’çi Mehmet Eymür, gayri nizami harp konusunda "gizli haberleşme, gizli faaliyetlere girişme ve kimlik tespiti, gizli harekat tekniği, mülakat ve sorgulama, takip ve takipten kurtulma, sahte doküman, istihbarat ve istihbarata karşı korunma" gibi derslerin verildiğini söyledi.

Bu "derin devlet güçlerinin" 6-7 Eylül 1955’teki İstanbul saldırılarından, 1970-80’li yıllarda devrimci ve işçi sınıfı militanlarına karşı işlenen cinayetlerden, 1977 Taksim katliamından, Maraş, Sivas, Çorum katliamlarından, PKK ve Kürt militanlarına, halkına karşı işlenen cinayetlerden sorumlu olduğu biliniyor. Öyle ki, PKK ile ilgili faili meçhul cinayetlerin de ÖHD ile ilişkili olduğu AİHM’in kararlarına ile yansıdı.

Şimdi AKP Hükümeti, Ergenekon’un üzerine gidip, derin devletin geçmişte işlediği cinayet ve pisliklerinin bir kısmını gün ışığına çıkarıp, artık burjuva düzenine de ters düşen "derin devletin" küçük bir bölümünü saf dışı bırakıyor. Ama Veli Küçük gibi foyası pazara çıkan general veya albay eskisinin yerine gün yüzüne çıkmamış başka "derin devlet" güçlerinin olduğuna emin olabiliriz.

Bu sömürü düzeni var oldukça, düzenin her yolla korumak için kullanılmak üzere devletin "karanlık güçleri" de varlığını sürdürmeye devam edecek. (01.09.08)


Ana sayfa | İletişim | Site planı | |

Site yaşamını izle tr  Site yaşamını izle Arşiv  Site yaşamını izle Arşiv 2008  Site yaşamını izle Sınıf Mücadelesi Sayı : 123 - 5 Eylül 2008  Site yaşamını izle Siyasetin Gündemi   ?