Ana sayfa > Arşiv > Arşiv 2015 > Sınıf Mücadelesi Sayı : 207 - 4 Eylül 2015 > Fabrikalardan... İş yerlerinden > Belediye
Yeni seçim yaklaşıyor, Daha çok çalışacağız!
Yeni seçim belli oldu. Şimdi iş başa değil, en alttakilere düşüyor. Gece gündüz demeden, çok çalışıp partilerinin oylarını arttıracağız. Biz kimiz? İktidar yılları boyunca kölece çalışma ve yaşam koşullarını dayattıkları emekçiler. İşte hakim sınıfın uzlaşmaz çelişkisi. Gün içerisinde insan yerine koyulmayan işçilerden “iktidar” olabilmeleri için daha çok çalışmalarını istiyorlar.
İşyerindeki bütün arkadaşlar, şu veya bu düzeyde şikayetçi. İşçi arkadaşlar şantiye şefinin hakaret ve küfürlerinden bıktı. İşi düştüğü zaman en güzel lafları söylüyor, işi olmadığı zaman bize insan muamelesi yapmıyor, dediler. Mesai saatleri boyunca elde kazma, kürek çalışan işçi arkadaşların her an yorulduğunu söyleyen “şef”in küfürlerine maruz kalması bile bu düzeni değiştirmek için yeterli bir neden.
Sendika, işçi arkadaşlarla toplantı yaptı. Bir işçi arkadaş sendika yöneticilerine şunu söyledi: “Size arkadaşlarımızın çoğu güvenmiyor. Sizin sendikacılığınız bizden imza alana kadar mıydı? İşçi arkadaşlar kandırıldığını düşünüyor.” Haklılar.
Sendika yöneticileri ise Bakırköy’de bir iş yerinde çalıştıklarını ve bütün enerjilerini oraya harcadıklarını bahane ettiler. Şaşırmadık. Belediye ihale dosyasını ve şartnameyi talep etmelerine rağmen sendikaya vermiyor. Sendika ise işçilere olanı anlatıp idareye baskı yapmak için mücadeleye çağırmak, mahkemeye başvurmak yerin “ılımlı” yollara başvurarak evrakları almaya çalışıyor. Patronlar, sendika, şefler, müdürler hepsi eksiksiz işçilerle alay ediyor. Ancak işçiler, taşeron ile belediye arasında paslaşmayı hiç de takmıyor, herkes asıl olarak belediye yönetiminin sorumlu olduğunu biliyor.
Siyasi olarak işyerinde en çirkin milliyetçi söylemler arttı. Türk milliyetçileri; yakalım, keselim, bomba yağdıralım hayalleri kuruyor ancak kendi hayatlarıyla ve problemleriyle ilgili konuşmuyorlar. İşçi arkadaşların çoğu Kürt kökenli. En alttakilerin söz konusu savaş olduğunda en ileri görüşlü olduklarını görmek dünyanın geleceği için umut verici. Türk milliyetçisi şefler “asalım, keselim” naraları atarken, işçi arkadaşlar savaşın çirkin yüzünü teşhir etmeye çalışıyorlar. (Bir işçi)