Sinif Mucadelesi

Dava bitti… Kavgaya devam

Cumartesi 9 Ağustos 2008

AKP’nin kapatılması davasını görüşen Anayasa Mahkemesi, tarihinin en hızlı yargılama süreciyle karar verdi.

Kararı veren 11 üyeli heyetin 6’si kapatma yönünde, 5’i para yardımının kesilmesi, biri de davanın reddi yönünde oy kullandı. Parti kapatma kararı için en az yedi üyenin oyu gerekliydi.

AKP’ye şu veya bu gerekçeyle karşı olan, iktidardan uzaklaştırılmasını isteyen kesimlerin bir kısmı, siyaseten gerçekleştirmedikleri bu isteklerini hukuk yoluyla yapma çabasındaydı. Bu çaba, sonuçsuz kalmış görünüyor. Nitekim, başbakan yaptığı ilk açıklamada verdiği mesajla, bu davadan tıpkı seçimde olduğu gibi partisinin güçlenerek çıktığını duyurdu.

Ancak dava süreci, görüşlerin ve tarafların netleşmesini de sağladı.
Kendine solcu diyenlerden liberallere kadar bir grup aydın, tıpkı türbanı özgürlük olarak tanımlamaları gibi bu davayı da demokrasi sınavı olarak değerlendirdiler. Sanki demokrasi AKP’nin çok umurunda imiş gibi. AKP, işçilere, Kürtlere, demokrasiye asıl ihtiyaç duyanlara ciddi bir demokratik bir imkan sağlamış gibi. Gerici 12 Eylül Anayasası olduğu gibi duruyor, hakkını arayan, yürüyüş yapan işçiye polis şiddeti sürüyor, ekonomik, sosyal ve kültürel haklarını isteyen Kürt halkına kan kusturuluyor, yasal partileri yine yok edilme tehdidi altında.

Yorumların ötesine geçip somut girişimde bulunanlar da oldu. AKP kurucularından Abdüllatif Şener yeni bir parti için harekete geçti. Ardından Kamuran İnan "merkez sağda" bir parti kurdu. Sol tarafta da benzer parti girişimleri var.

Seçeneklerden biri de erken seçimdi. AKP’li bir vekil meclise milletvekillerine bir yılda emeklilik, ikinci kez seçilenlere çift maaş hakkı getiren bir yasa teklifi bile sundu. Mecliste daha önce hiç milletvekilliği yapmamış olan 274 kişi var. Mevcut düzenlemeye göre emeklilik için en az iki yıl milletvekilliği yapmak gerekiyor. Emekçilere 7.200 gün pirim ödemesi dayatan vekiller, kendileri için koltuklarda u yuklayarak, arada bir emirle el kaldırarak geçirdikleri bir yılı yeterli görüyor.

AKP’ye karşı açılan kapatma davasında hukukçuların görünüşte hakem tutulması hiçbir sorunu çözmedi. AKP’nin kapatılması gerektiğini düşünen, CHP’nin sözde laikliği koruma siyasetinden etkilenen sayıca azımsanmayacak bir kesim var. Nitekim Baykal, mahkeme kararının kendi tezlerini doğruladığını söylüyor.

Üstelik, AKP’nin kapatılma davası, sermayelerinin Türkiye’deki önemli yatırımlarını koruma ve geliştirme kaygıları nedeniyle iktidarın dostları olan ABD ve Avrupa Birliği tarafından olumlu karşılanmamış, eleştirilmişti.
Davanın üstü örtülü ama önemli bir tarafı olduğu bilinen ordu da Kürdistan’da dağları bombalayıp mevcut ayrıcalıklarını korumakla meşgul.

Generallerle bizzat Erdoğan arasında gizli yapılan ama sonra basına sızdırılan görüşmeler, bir düzeyde bir uzlaşmanın olduğunun ilanıydı.
Geçmişte, çok daha sıradan durumlarda genellikle siyasi partiler kapanırken, bu kez hem yerli hem de uluslararası sermayenin işine gelmediği için AKP’nin kapatılmaması yönünde karar çıktı.

Siyasi partiler arasındaki çekişme, mahkemelerin, hatta seçim sonuçlarının ötesinde bu düzen devam ettikçe, şu veya bu biçimde yeniden alevlenecek. Çünkü, tüm bu çekişmenin ardında ekonomik çıkar, hangi patronun veya sermaye gurubunun çıkarının öncelikli olacağının kavgası var. Bu kavgaya son verecek bir uzlaşı, çıkar üzerine kurulu bu düzende sağlanamaz. Bu ve benzeri çekişmelerden kurtulmanın tek yolu, patronların ve zenginlerin ceplerini doldurmayı amaçlayan bu sömürü düzenine son verip, çıkar çatışmasının olmadığı, eşitliğe dayalı bir düzen kurmaktır. (31.07.08)


Ana sayfa | İletişim | Site planı | |

Site yaşamını izle tr  Site yaşamını izle Arşiv  Site yaşamını izle Arşiv 2008  Site yaşamını izle Sınıf Mücadelesi Sayı : 122 - 3 Ağustos 2008  Site yaşamını izle Siyasetin Gündemi   ?