Ya dindar ya tinerci!
Erdoğan, 2012’de “dindar bir gençlik” yetiştireceklerini söylemişti. Sonuç tam aksi oldu; gençler tenha köşelerde uyuşturucudan ölüyor.
İlk kez 2010 yazında Türkiye’de görülen (asıl adı kannabinoid olan) bonzaiden kaç gencin (37 rakamı var ancak) öldüğü bilinmiyor, çünkü ayrı bir kayıt yok. Bonzai kullanımı, polisin açıklamasına göre son 4 yılda 20 kat arttı. (%800 artış) 10 yaşına kadar kullanılıyor ve ölenlerden biri 13 yaşında bir çocuk. Sentetik olduğu için kolayca yapılabiliyor, sonra herhangi bir bitkiye püskürtülüp sanki doğalmış izlenimi veriliyor. 10 lira masrafla 10 bin lira kazandıran, esrardan 4 kat daha etkili olan bonzai, 1 liradan başlayan fiyatla, internette rahatlıkla 24 saat satılıyor.
Bir çok il ve ilçede uyuşturucuya karşı yürüyüş ve protestolar yapıldı. Ancak hükumet, sorunun gündeme gelmesini istemediğinden hiç söz etmediği gibi HDP’nin uyuşturucu kullanımıyla ilgili bir araştırma komisyonu kurulması önergesi de, AKP’li vekillerin oylarıyla reddedildi.
Hükumet, toplumsal sorundan bir haber. Kadın ve gençlere yasak getirmekten, aşağılamaktan başka bir şey bilmiyor. Bir de patronların her derdine koşmayı.
Gençler için sosyal hayat kalmadı. Ya AVM’lere gidip olmayan paralarıyla alışveriş yapacaklar ya da evden, Kuran kurslarından, cemaat yurtlarından çıkmayacaklar. Politika yapmaları ise önce devlet sonra aileleri tarafından yasaklanıyor. Erdoğan’ın, “Bu gençliğin tinerci olmasını mı istiyorsunuz? Bu gençliğin büyüklerine isyankar bir gençlik olmasını mı istiyorsunuz?” diyerek gençlerin ailelerine karşı çıkmasını, tinercilikle yaftalaması bunun göstergesi.
Daha çok orta sınıf gençler arasında uyuşturucu çok yaygın. Toplumundan, ailesinden, yaşadığı koşullardan memnun olmayan, baskıdan bunalan ve bir çıkış yolu göremeyen gençler için ucuz yoldan sarhoşluğun bir yolu her zaman bulunuyor.
Parası olanların kurtulması nispeten daha kolay. Hastaneye gidebiliyor, yeni meşgaleler bulacak paraları var ve bunlarla ilgilenebiliyorlar. Bu tarz orta sınıf alışkanlıkları yine en önce yoksulları vuruyor. İşsizlikle, yoksullukla mücadele eden kenar mahalle gençlerinin ne kendilerine ayıracak vakitleri oluyor ne de bir şeylerle ilgilenecek maddi imkanları. Nitekim, bonzaiden ölümler, AKP’nin oy deposu, yoksul ve kalabalık semtlerde oluyor.
Başbakanın laflarının işsiz, eğitimsiz, yoksul çocuklarını koruduğunu düşünen aileler yanılıyor. Bu düzende her zaman, parası olmayana müzik, spor, ve kültür alanlarında yer açılmıyor, iyi bir yaşam sürmeleri imkansız.
Buna karşı bir şeyler yapmak isteyenler biber gazlarıyla, devlet ve aile baskısıyla, polis terörü ile karşılaşıyor. (04.08.2014)