Sinif Mucadelesi

Köşk “macerası” patronlara daha iyi hizmet için!

Pazar 4 Mayıs 2014

Erdoğan ve hükümeti, 17 Aralık’ta başlayan süreci, genel seçimlerde aldığı galibiyetle atlatmış gibi görünüyor. Sandıktan çıkan sonucun kendini akladığını düşünen Erdoğan, şimdi gözünü başka hedeflere yöneltmiş durumda.

Erdoğan, patronların isteklerini rahatça ve çabucak yerine getirmek için önündeki her engeli kolayca aşmak ve her ne konuda olursa olsun söz sahibi olmak istiyor. Bunun için aylar öncesinden kamuoyunu bir hayli meşgul eden “başkanlık sistemi”ni tartışmaya açmıştı.

Kitlelerin ve özellikle de işçi sınıfının üzerinde iyice artan baskının yanı sıra bu konunun ortaya atılması aslında gayet manidardı. Artan baskılara tepkiler Haziran ayında Gezi olayları ile kendini gösterdiğinde, Erdoğan, kendi taleplerini bir süreliğine rafa kaldırıp bu süreçten olabildiğince az zararla çıkmaya çabaladı.

İşte Erdoğan’ın rafa kalkan talebi, şimdi tekrar gündeme gelmiş durumda. Güvenilir yol arkadaşı Gül’ü önce kendisinin seçilemediği dönemde başbakanlık koltuğuna getirmişti, başbakan olduktan sonra ise cumhurbaşkanlığını hediye etti. Gül de kendisine duyulan güveni boşa çıkarmadı, hükümetin çıkardığı neredeyse her kanunu sessizce mühürledi, arada bir “tedirgin” olur gibi oldu ama işlerini hep kolaylaştırdı.

Şimdi ise eğer bir koltuk değişikliği olacaksa, Erdoğan’ın Gül gibi olmayacağı, yetki konusunda çeşitli düzenlemeler yapılacağı üzerinden tartışmalar dönüyor. “Başkanlık sistemi” adı ile gelemeyen sistem, bu şekilde önümüze sunuluyor. Üstelik son günlerde Anayasa Mahkemesi’ni düşman ilan etmiş olan hükümet, parlamentoda nasıl bir mekanizma istediğine dair niyetini iyice açık etmiş oldu.

Anayasa mahkemesi başkanıyla, Gülencilik üzerinden girdiği tartışmayla, kendisine rakip olabilecek adayların da gözünü korkutmuş oldu. Üstelik, 10 yıldan fazladır iktidarda olmasına rağmen ilk kez, o da yarım ağızla Ermeni katliamını kınayan açıklamasıyla da, kısa bir süreliğine mahkeme başkanına kaptırdığı “demokratlık” unvanı da geri aldı.

Sürekli Erdoğan’ın cumhurbaşkanı adayı olup olmayacağı konuşuluyor ve televizyonlarda neredeyse bu konuda bahisler başlatılacak. Sadece bununla kalmıyor, kimisi Ankara’daki köşkün tarihi hakkında, kimisi köşkün mimarisi hakkında haber yapıyor.

Bunlar olup biterken yanı başımızda neler olup bittiğini ancak gazetelerin ufak köşelerinde görebiliyoruz: Sadece bir kaç gün ara ile önce henüz 19 yaşında bir işçi rezidans inşaatında öldü, daha sonra 3. Köprü inşaatında 3 işçi daha. Acele ile köprüyü bitirmeye çalışan patronlar gece yarıları beton dökülmesi emrini veriyorlar, işçiler de sessiz sedasız çöken şantiyelerde can veriyorlar.

Türkiye iş kazalarında dünya üçüncüsü, Avrupa birincisi oldu. Dev inşaatlar, işçilerin kanının üstünde yükseliyor.

Televizyonlar işsizliğin ufak bir inişli %9’a düştüğünü söylüyorlar ama bu düşüşte en büyük payın inşaat sektöründeki istihdamın oluşturduğunu da ekliyorlar. Yani İstanbul’un her yanını şantiye alanına çeviren bu sektör bir istihdam oluşturuyor, evet; hem de kelimenin tam anlamıyla “ölümüne” bir istihdam! Ama bunlar gazetelerde ufak haberler olarak kalmaya devam ediyor.

Anlaşılan o ki cumhurbaşkanlığı seçimi konusunda -hatta bizimle alay eder gibi köşk binası hakkında dahi- herkesin söyleyecek bir şeyi varken, kimsenin yoksulların yaşam koşulları konusunda söyleyecek bir şeyi yok. İşsizlikle, taşeron çalışmayla, zamanında verilmeyen ücretler ve azalan alım gücüyle, her gün gitgide artan kadın-çocuk tecavüzleri ve cinayetleriyle ilgili kimse konuşmuyor.

Kapitalizm, cebimizdeki son kuruşu almak için her gün kendine yeni çözümler üretiyor. Artık işçi olmanın bile zor olduğu bir dönemde gerçek olmayan tartışmalar yaratıyor, milyonlarca insanı bu konuşmalarla meşgul ediyor ve iş yerlerinde her gün emeğimize el koyuyor.

Bütün bu olan bitene dur demenin tek yolunun gözlerimizi gerçeğe çevirmekten, patronların değil, kendi çıkarımızı farkında olmaktan, onu almak için mücadele etmekten geçtiğini biliyoruz. (01.05.2014)


Ana sayfa | İletişim | Site planı | |

Site yaşamını izle tr  Site yaşamını izle Arşiv  Site yaşamını izle Arşiv 2014  Site yaşamını izle Sınıf Mücadelesi Sayı : 191 - 2 Mayıs 2014  Site yaşamını izle Siyasetin Gündemi   ?