Ana sayfa > Arşiv > Arşiv 2014 > Sınıf Mücadelesi Sayı : 188 - 1 Şubat 2014 > Fabrikalardan... İşyerlerinden > Gıda
Sonunda biz kazanacağız
Bu kokuşmuş düzenin işçi, emekçi ve ezilenler üzerindeki baskısı, özellikle işçiler üzerindeki baskısı çok etkili oluyor. İşçiler, birbirine güvenmiyor, birbirinden korkuyor.
Çoğu işçi, patronu duyar diye haklarını konuşmuyor, zaten çok kısıtlı olan hakkının elinden alındığını anlatamıyor. Bir de fanatik dinci ve siyasetçi şefler olunca durum daha da kötüleşiyor.
Şefimiz böyle, aşırı dinci ve Tayyipçi. Namaza gitmeyen işçiye psikolojik baskı yapıyor. Bununla da yetinmeyip müdüre; “beni dinlemiyor, iş yaptıramıyorum” diye yalan yere şikayet edip işçiyi işten attırıyor. Yeni gelen işçileri denetliyor ama işle ilgili değil: Kim kiminle konuşuyor, ne konuşuyor diye dinliyor.
Yeni giren bir işçiyi benimle konuşmaması için sıkıştırdı. Arkadaşa merhaba dedim, benden uzaklaştı, şef kızıyor, dedi.
Bunun gibi baskılar bunca yıldır sürüyor. Boyun mu eğeceğiz, suskun mu kalacağız? Ne yılacağız, ne de susacağız. Önce 12 Eylül öncesindeki haklarımızı, mücadele edip geri alacağız, sonra da daha fazlasını. (Bir işçi)